ABD doğumlu ve İspanya’da 117 yaşında hayatını kaybeden Maria Branyas Morera, uzun ömrünü “şansa ve iyi genlere” bağlamıştı. Barselona Üniversitesi'nden Genetik Profesörü Manel Esteller liderliğindeki bir araştırma, Branyas’ın bu değerlendirmesinin bilimsel olarak da doğrulandığını ortaya koydu.
Araştırmaya göre, Branyas’ın genetik yapısı hücrelerini olduğundan 17 yıl daha genç tutuyordu. Ayrıca bağırsak mikrobiyotasının bir bebeğinkiyle benzerlik gösterdiği belirlendi. Çalışmanın sonuçları, Katalonya’da yayın yapan Ara gazetesi tarafından kamuoyuyla paylaşıldı.
Branyas’ın hayatı boyunca zihinsel berraklığını koruduğu, yalnızca eklem ağrısı ve işitme kaybı gibi küçük sağlık sorunları yaşadığı tespit edildi. Uzmanlar, uzun ömrünün yalnızca genetik avantajlardan kaynaklanmadığını, aynı zamanda sağlıklı yaşam alışkanlıklarının da büyük rol oynadığını vurguladı.
Branyas, Akdeniz diyeti uyguladı, her gün üç yoğurt tüketti, alkol ve sigara kullanmadı, düzenli yürüyüş yaptı ve ailesiyle sürekli vakit geçirdi. Araştırmacılar, bu alışkanlıkların hem fiziksel hem de zihinsel sağlığını koruduğunu belirtti.
Araştırmayı yöneten Esteller, bu çalışmanın 110 yaş ve üzerindeki süper asırlık bireyler üzerine yapılan en kapsamlı araştırmalardan biri olduğunu ifade etti. Bilim insanları, elde edilen verilerin yaşlanma sürecine bağlı hastalıkların tedavisinde kullanılabilecek yeni ilaç ve yöntemler geliştirilmesine yardımcı olabileceğini belirtti.
Branyas, COVID-19'u 113 yaşında semptomsuz atlatarak dikkat çekmiş, 2023’te Guinness Dünya Rekorları tarafından dünyanın en yaşlı insanı olarak tanınmıştı. Uzun yaşamın sırrını ise “düzen, huzur, sağlıklı ilişkiler ve stresten uzak durmak” olarak açıklamıştı.
19 Ağustos 2023'te Katalonya’nın Olot kasabasında huzurevinde hayatını kaybeden Branyas, 20. yüzyılın büyük savaşları ve salgınlarına tanıklık eden nadir isimlerden biri olarak tarihe geçti.
Kaynak: The Guardian