Ordu’da Geçim mücadelesi: Hanife Deniz’in Zorlu Yaşam Öyküsü Bir Çay, Bir Yağ 700 TL Ben Bunu Çöpten Nasıl Kazanayım!

Ordu’nun sokaklarında, sabahın erken saatlerinden itibaren el arabasıyla kağıt toplayan Hanife Deniz, yıllardır bu işi yaparak hem kendi geçimini sağlıyor hem de hasta olan eşine bakıyor. Deniz’in hayatı, son yıllarda yaşanan ekonomik durgunluk ve sokaklarda toplanacak kağıt miktarındaki azalma nedeniyle giderek zorlaşıyor. Ordu’nun sanayi bölgesindeki esnafların desteğiyle ayakta kaldığını belirten Deniz, "Esnaf olmasa aç kalırız" diyerek içinde bulunduğu zor durumun altını çiziyor.

Hanife Deniz, tam 13 yıldır Ordu sokaklarında kağıt ve karton toplayarak geçimini sağlıyor. Çalışamayacak durumda olan eşi ve cezaevinde bulunan çocuğu için tek başına mücadele ettiğini söyleyen Deniz, her gün saatlerce sokaklarda kağıt topluyor. Sabah saat 11'de işe başladığını ve akşam saat 5'e kadar çalıştığını belirten Deniz, şöyle konuştu: "Benim işim yok ki. Esnaf kardeşlerim olmasa aç kalırım. Sanayi bana bakıyor. Onlar elini çekse ben biterim. Onlara dua ediyorum, Allah onlara çok versin."
Deniz’in geçim kaynağı olan kağıt ve karton bulmak ise artık eskisi kadar kolay değil. Son yıllarda yaşanan ekonomik durgunluk ve sokaklarda atılan malzeme miktarındaki azalma işleri zorlaştırmış durumda. Deniz, bu konuda şunları söyledi: "Bir ara çok güzeldi. Mal çıkıyordu. Ama şimdi işler kötüleşti. Afganlılar geldi, artık pek bir şey kalmıyor. Çöpte hiçbir şey yok. Esnaf veriyor bana kağıdı. Onlar olmasa ne yaparım bilmiyorum."

BİR ÇAY, BİR YAĞ 700 TL BEN BUNU ÇÖPTEN NASIL KAZANAYIM

Deniz’in tek derdi işlerin azalması değil; aynı zamanda hayat pahalılığı da onu zorluyor. Günlük temel ihtiyaçlarını karşılamakta zorlandığını belirten Deniz, şunları ifade etti:
"Bir çay, bir yağ alıyorum, 700 lira tutuyor. Ben bu 700 lirayı nasıl kazanayım? 10 bin lira kira veriyorum eve. Sabah beri dolaşıyorum, topladığım kağıtla bu parayı çıkaramıyorum ki. Allah esnafıma çok versin, onlar olmasa aç kalırım."
Deniz, markete gidip temel gıda maddelerini almakta bile zorlandığını söylüyor:
"Bir markete gidiyorsun, bir peynir, bir zeytin, bir çay alıyorsun, 3 bin lira tutuyor. Ben bu parayı nereden bulayım? Yine de şükrediyorum. Hamdolsun bilek gücümle ayakta kalmaya çalışıyorum."

ESNAF OLMASA AÇ KALIRIM

Hanife Deniz, Ordu sanayi esnafının kendisine büyük destek olduğunu belirterek, onların yardımları olmasa geçinmesinin imkansız olduğunu söylüyor: "Sanayi esnafı bana bakıyor. Onlar elini çekse ben bittim demektir. Ne zaman kapılarına gitsem geri çevirmiyorlar. Allah onlara çok versin. Bir şey alıyorum, parasını veremem diyorum, 'Boş ver abla, sonra getirirsin' diyorlar. Böyle bir dayanışma olmasa ben nasıl ayakta kalırım?"
Deniz, günlük çalışmasının çok zor olduğunu ancak başka bir seçeneğinin olmadığını belirtiyor. Her sabah evde hasta eşinin işlerini hallettikten sonra saat 11 gibi dışarı çıktığını ve akşama kadar sokaklarda çalıştığını söylüyor: "Sabah 11’de çıkıyorum, akşam 5’te dönüyorum. Toplamda 6 saat çalışıyorum ama sokak sokak gezmek kolay değil. Yoruluyorum ama başka çarem yok."


YİNE DE ŞÜKREDİYORUM

Bunca zorluğa rağmen Hanife Deniz, sabırla ve şükürle yaşam mücadelesine devam ediyor. Yıllardır bu işi yaparak ayakta kalmaya çalışan Deniz, her şeye rağmen umudunu koruduğunu ifade ediyor: "Allah'a şükrediyorum. Ne yapalım? Mücadeleye devam ediyorum. Sanayi esnafına dua ediyorum. Onlar olmasa biz aç kalırız. Allah onlara çok versin."
Hanife Deniz'in yaşam öyküsü, Ordu'da geçim sıkıntısının ve ekonomik zorlukların ne denli ağır olduğunu gözler önüne seriyor. Sokaklarda toplanacak kağıdın azalması, geçim kaynaklarının daralması ve artan hayat pahalılığı, Deniz gibi birçok insanı zor durumda bırakıyor. Yine de Deniz, elindekiyle yetinerek ve çevresindeki dayanışmaya güvenerek mücadelesini sürdürüyor. Durdiye Aksu