2004 yılında yürürlüğe giren “Hayvan Hakları Yasası” kapsamında sahipsiz hayvanlarla ilgili görevli belediyeler, bugüne kadar “aşıla, kısırlaştır, aldığın yere bırak” hükmünü bihakkın yerine getirmişti
O günden bugüne sokak canları sürekli yok sayıldı, sorunları sürekli ötelendi, yasa gereğini yerine getirmeyen belediyelere etkin cezalar uygulanmadı.
Şimdi de sanki bu canların popülasyonundaki artışın sorumluları onlarmış gibi, çareyi bu masumları öldürmede bulmuşlar, öldürmenin adını da yumuşatma amaçlı “uyutma” koymuşlar.
Ortada bir sorun varsa bu sorunun çaresi insani ve vicdani olmalıdır ve bu asla mazlumların canını alarak olmamalıdır!
Kısırlaştırma diyoruz yıllardır...
Etkin ve hızlı hatta seferberlik gibi. Maliyeti yüksekmiş! Ama öğrendik ki uyutma dediğiniz yok etme yönteminin de maliyeti hiç de az değilmiş.
Ama ölüm şeklini maliyeti düşürme adına, canlı canlı toprağa gömme, başlarını kürekle ezme veya çok ucuz yoldan zehirlerle yapmayı düşünenler olabilir.
Bizleri kutuplaştırmayın lütfen...
Hayvan dostu, hayvan düşmanı yaftalarıyla ayrışmayalım. Ortada bir sorun varsa -ki var olduğu belli- bunun çözümünü can alarak değil, yaradanın can verdiği tüm canlıların, aynı bizler gibi yaşam hakkına sahip olduğu bilincine vararak, en insani, en vicdani çözüm yolu olan kısırlaştırma, sonrasında yaşatma ilkesiyle hareket edelim...
Dünyaya kendimizi yuhalatmayalım, ikinci bir Hayırsız Ada vakasıyla vicdanlarımızı yaralamayalım.
Bu arada, Avrupa Birliği (AB) üye devletleri, kedi ve köpeklerin refahını iyileştirmek için tarihi bir adım atmış.
AB ülkeleri, hayvan satış yerleri ve barınakları için ortak asgari standartlar belirleyen yeni bir yasada uzlaşmış.
Ne yalan diyeyim içim cız etti okuyunca, gözlerim yaşla doldu. Elbette bu ülkelerin canları adına sevindim, mutlu oldum ama ya bizimkiler, ülkemizdeki masum canlar?
Bizde ise “sahipsiz, başıboş sokak hayvanı” ismiyle yaşam mücadelesi veren kedileri, köpekleri “nasıl etsek de yok etsek” diye düşünülüyor.
İyi de bu yasayı hazırlayanların dayanak noktası Avrupa ülkeleri değil mi?
Neden onların vicdani, insani uygulamaları örnek alınmaz da sürekli öldürmeye, yok etmeye yönelik tasarılar dayatılır, vicdan sahibi her insanın isyan ettiği uygulamalar hayata geçirilmeye çalışılır?
◊ Ece Bilgin / Eskişehir
YANIT
Sevgili dostum Ece Bilgin, o güzel kalemiyle sokak hayvanları sorununu bir kez daha ele almış.
Onun endişelerini tüm hayvansever okurlarımla birlikte tek yürek olarak taşıyoruz…
Çünkü bu yasa çıktı çıkalı pek çok belediye barınaklarda bakım altına almak yerine, hayvanları zehirliyor.
Bu gibi korkunç haberler medyada yer almaya başladı bile...
Ve sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan grup toplantısındaki konuşması sırasında, bu konuyu yeniden ele alarak, tüm belediyeleri uyardı.
Şimdi görev belediyelerde, zor değil belirli bir bütçeyle bu işi çözebilirler.