Şenkaya: Bipolar Bozukluk Kontrol Altına Alınabilir

Psikolog Hayrunnisa Şenkaya, bipolar bozukluğun bireyin ruh hali, enerjisi ve günlük yaşam aktiviteleri üzerinde büyük değişimlere neden olan bir rahatsızlık olduğunu belirterek şunları söyledi:

"Bipolar bozukluğu olan bireyler, depresif ve manik dönemler arasında gidip gelirler. Bu geçişler, kişinin düşünme biçimini, duygularını ve davranışlarını doğrudan etkiler. Depresyon döneminde düşük enerji, umutsuzluk ve isteksizlik öne çıkarken; mani döneminde ise aşırı hareketlilik, riskli davranışlar ve yüksek özgüven görülebilir. Bu iki uç nokta arasında bireylerin kendilerini dengeli hissettikleri zamanlar da olabilir."


"Bipolar Bozukluk Genetik Olabilir, Ancak Çevresel Faktörler de Etkilidir"

Bipolar bozukluğun tek bir nedene bağlı olarak ortaya çıkmadığını belirten Şenkaya, aile öyküsü olan bireylerin risk taşıdığını ancak herkesin bu rahatsızlığa yakalanmayacağını söyledi:

"Bipolar bozukluk, hem genetik hem de çevresel faktörlerin etkisiyle gelişebilir. Aile geçmişinde bipolar bozukluk olan bireylerin bu hastalığa yakalanma riski daha yüksek olabilir. Ancak stresli yaşam olayları, travmalar ve psikolojik baskılar da bu rahatsızlığı tetikleyebilir. Önemli olan, belirtileri erken fark edip doğru tedavi sürecine yönelmektir."


"Belirtileri İyi Tanımak Tedavi İçin İlk Adımdır"

Bipolar bozukluğun belirtilerinin bireyler arasında farklılık gösterebileceğini belirten Şenkaya, özellikle depresif ve manik dönemlerin fark edilmesinin önemine vurgu yaptı:

"Depresif dönemde kişiler en az iki hafta boyunca kendilerini üzgün ve enerjisiz hissederler. Konsantrasyon güçlüğü, uyku ve iştah değişiklikleri, hayattan zevk alamama ve hatta intihar düşünceleri gibi belirtiler ortaya çıkabilir. Manik dönemde ise tam tersi bir tablo görülür; kişi aşırı enerjik, hızlı konuşan, riskli kararlar alan ve kendine aşırı güvenen bir ruh haline bürünebilir. Bu dalgalanmalar günlük yaşamı ve ilişkileri olumsuz etkileyebilir."


"Bipolar Bozuklukta Tedavi Şarttır"

Tedavi edilmediğinde bipolar bozukluğun bireyin yaşamını ciddi şekilde etkileyebileceğini belirten Şenkaya, bu süreçte ilaç tedavisinin ve psikoterapinin birlikte yürütülmesi gerektiğini vurguladı:

"Bipolar bozukluk tedavi edilmediğinde hem kişinin hem de çevresindekilerin hayatını zorlaştırabilir. Ancak uygun tedavi ile bireyler dengeli ve sağlıklı bir yaşam sürebilir. Bu süreçte yalnızca ilaç tedavisi yeterli olmayabilir; psikoterapi, bireyin ruh halini dengelemesine ve hastalıkla başa çıkmasına yardımcı olur. Aynı zamanda düzenli yaşam tarzı, sağlıklı beslenme ve stres yönetimi de tedavi sürecinin önemli parçalarıdır."


"Destek Almak Bipolar Bozuklukla Başa Çıkmayı Kolaylaştırır"

Bipolar bozukluğun sadece bireyi değil, yakın çevresini de etkileyen bir rahatsızlık olduğunu belirten Şenkaya, psikolojik destek almanın önemini şu sözlerle ifade etti:

"Bu hastalık bireyin günlük yaşamını, iş hayatını, ilişkilerini ve sosyal çevresini etkileyebilir. Ancak kişi yalnız olmadığını bilmeli ve profesyonel destek almalıdır. Bipolar bozukluğu olan bireyler için destek grupları, aile desteği ve bilinçli bir tedavi süreci oldukça önemlidir. Hastalığı kabullenmek ve onunla nasıl başa çıkılacağını öğrenmek, yaşam kalitesini büyük ölçüde artırır."


"Bipolar Bozukluk Kontrol Altına Alınabilir"

Psikolog Hayrunnisa Şenkaya, bipolar bozukluğun bir kader olmadığını ve doğru tedaviyle bireylerin dengeli bir yaşam sürdürebileceğini belirterek sözlerini şöyle tamamladı:

"Bipolar bozukluk tanısı konmuş bireyler için erken teşhis ve uygun tedavi süreci oldukça önemlidir. Ruhsal iniş çıkışlarla başa çıkabilmek için uzman desteği almak büyük fark yaratır. Unutulmamalıdır ki, doğru tedavi ve bilinçli bir yaşam tarzı ile bu hastalık kontrol altına alınabilir."