Muğla’nın Milas ilçesinde yer alan ve UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’nde bulunan Beçin Antik Kenti’ndeki önemli yapılar restore edilerek turizme kazandırıldı. Menteşeoğulları Beyliği’ne başkentlik yapmış olan antik kentteki kale duvarları, sarnıç ve burçlar, yürütülen kapsamlı çalışmalarla yeniden ayağa kaldırıldı.
KAZI VE RESTORASYONLAR ARALIKSIZ SÜRÜYOR
Beçin Antik Kenti Kazı Başkanı Prof. Dr. Kadir Pektaş, kalede yaklaşık üç yıldır hem kazı hem de restorasyon faaliyetlerinin sürdüğünü belirtti. İzmir depreminden sonra zarar gören burç ve surların onarımı için hızla çalışmalara başladıklarını ifade eden Pektaş, kale girişindeki sarnıç da dahil olmak üzere önemli bölümlerin artık ziyaret edilebilir hale geldiğini söyledi.
HELENİSTİK DÖNEM MEZARI VE SARNIÇ YENİ PROJELERLE DEĞERLENDİRİLECEK
Pektaş, iç kalede bulunan Helenistik Dönem'e ait bir mezarın surlarla birleşik olduğunu, bu alan için yeni kazı ve restorasyon projelerinin hazırlık aşamasında olduğunu açıkladı. Ayrıca restore edilen sarnıcın işlevselliği test edildikten sonra yeniden değerlendirilmesi hedefleniyor. Sarnıcın büyüklüğü ve kalenin girişindeki konumu, yapının önemini artırıyor.
TARİHİ YAPI SAVUNMA AÇISINDAN STRATEJİK KONUMDA
Milas Ovası’na hâkim noktada yer alan Beçin Kalesi’nin, Bizans döneminde inşa edildiği, daha sonra Menteşeoğulları ve Osmanlı dönemlerinde çeşitli onarımlar gördüğü belirtiliyor. Prof. Dr. Pektaş’a göre, kalenin zor ele geçirilebilecek bir noktada bulunması, Menteşeoğulları’nın burayı başkent olarak seçmesinde etkili olmuş olabilir.
TİCARETİN MERKEZİYDİ
Pektaş, Beçin’in sadece bir askeri kale değil, aynı zamanda bölgenin önemli bir idari ve ticari merkezi olduğunu vurguladı. Menteşe Beyleri ile Venedikliler arasında imzalanan ticaret anlaşmalarının da burada yapıldığını aktardı.
YAŞAYAN TARİH: MAHALLE DOKUSU HÂLÂ KORUNUYOR
Antik kentte 1950’li yıllara kadar kullanılan mahalle yapısının hâlâ mevcut olduğunu ifade eden Pektaş, bu tarihi dokuyu korumaya ve kazılarla daha iyi anlamaya çalıştıklarını da sözlerine ekledi. Beçin’de yürütülen çalışmalar, sadece geçmişin izlerini ortaya çıkarmakla kalmıyor, aynı zamanda kültürel mirasın gelecek nesillere aktarılmasını da sağlıyor.
