Tarih alanında tezli yüksek lisans eğitimini tamamlayan ve uzun yıllardır yerel tarih üzerine çalışan Hakan Çağatay, Bandırma’nın liman kenti olarak İstanbul ile, 20. yüzyılın başında demiryolu hattıyla İzmir’e bağlanarak çok yönlü bir ulaşım merkezi haline geldiğini ifade etti. Çağatay, özellikle 1915 Çanakkale Muharebeleri ile birlikte ilçenin stratejik öneminin daha da arttığını belirtti.

Bandırma Hava Üssü’nün Kökenine Işık Tuttu

Bandırma Hava Üssü’nün kuruluş sürecine dair dikkat çeken açıklamalarda bulunan Hakan Çağatay, “İzmir – Gaziemir’de kurulan 6. Hava Alayı’nın ardından 01 Haziran 1943 tarihi Bandırma Hava Üssü’nün fiili başlangıcı kabul ediliyor. 1949’da Bandırma’ya taşınan alay, 1951’de Türk Hava Kuvvetleri yapısındaki düzenlemeyle 6. Hava Üs Komutanlığı olarak resmileşiyor. 1952 yılında Amerikan F-84 G Thunderjet uçaklarının gelmesiyle birlikte üs, 6. Ana Jet Üssü adını alıyor,” dedi.

Çağatay, bu dönemde Bandırma’nın hem savunma hem de uluslararası askeri iş birlikleri açısından kritik bir üs konumuna geldiğini, ilerleyen yıllarda da 6. Ana Jet Üssü’nün Türkiye’nin hava savunma tarihinde önemli başarılar elde ettiğini ifade etti.

Unutulmaya Yüz Tutmuş Bir Süreci Şehir Hafızasına Kazandırıyor

Hakan Çağatay, yürüttüğü çalışmanın amacının yalnızca tarihsel bir olguyu aktarmak değil, aynı zamanda Bandırma halkının kolektif belleğinde yer etmiş ancak zamanla unutulmaya yüz tutmuş bir süreci yeniden canlandırmak olduğunu söyledi. “Bandırma’da bir hava üssünün neden kurulduğunu ve THY seferlerinin niçin başlatıldığını araştırmak, bu gelişmelerin kent halkına sosyal ve ekonomik etkilerini ortaya koymak istedik. Böylece yakın dönemin önemli bir kesitini şehir hafızasına yeniden kazandırmış olacağız,” dedi.

Çağatay’ın tarihî belgeler ve saha çalışmalarıyla desteklediği bu kapsamlı araştırma, Bandırma’nın geçmişine ışık tutarken, genç nesillere de önemli bir tarih bilinci kazandırmayı hedefliyor.