HaberlerGündem Haberleri Çanakkale Zaferi'nin 110. yılı! Tarih boyunca unutulmayacak bir kahramanlık destanı: Ben ölüyorum, vatan yaşayacak
Vatan savunmasının, fedakârlığın, kahramanlığın ve şehitliğin timsali Çanakkale Zaferi'nin 110. yılı... Çanakkale'de 18 Mart 1915'te elde edilen deniz zaferi, Türk milletinin geleceği için bir dönüm noktası oldu, Çanakkale'nin geçilemeyeceğini de kanıtladı. Öte yandan savaşa ait çok önemli belgelere ulaşıldı.
• 18 Mart 2025 - 08:28 • Son Güncelleme:
• 18 Mart 2025 - 08:28 • Son Güncelleme:
1
Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün Anafartalar’da kahramanca çarpıştığı, Türk milletinin 7 düvele karşı destan yazdığı Çanakkale Zaferi, bugün tam 110 yaşında.
2
Büyük Zafer’in 110’uncu yılında Çanakkale Savaşı’na ait çok önemli belgelere ulaşıldı. Yeni şehit isimleri tespit edilirken destan yazan gizli kahramanların hikâyeleri de gün yüzüne çıkarıldı. İşte onlardan sadece ikisinin arşivlerden çıkan kahramanlıkları...
3
BEN ÖLÜYORUM VATAN YAŞAYACAK
Hürriyet'ten Umut Erdem'in haberine göre; Çanakkale Muharebeleri’nin ölümsüz kahramanlarının hikâyeleri, ‘Şehit Bilgi Kapısı’ ile gün yüzüne çıkıyor. Bunlardan biri de 55’inci Piyade Alayı’ndan Hüseyin oğlu Ömer Çavuş’un kahramanlığı. Künye bilgilerine göre Ömer Çavuş, 1883 yılında Kütahya’nın Etyemez (Yeşilbayır) köyünde dünyaya geldi. Seferberlikle beraber 7 Ağustos 1914’te askere alındı ve 55’inci Alay’ın 11’inci bölüğünde göreve başladı. Alay, cephede bulunduğu 5 ay 17 günlük süreçte, komutanı Binbaşı Hasan Tahsin de dahil olmak üzere pek çok kayıp verdi.
4
11’inci Bölük çavuşlarından Ömer Çavuş da bu kayıplarından biri. Bölük Komutanı Yüzbaşı Süleyman kendi bölüğüne mensup olan ve sıradışı kahramanlığı görülen askerlerin listesinin yer aldığı bir rapor yazmış. Rapora göre Ömer Çavuş, 30 Eylül 1915 günü Kerevizdere bölgesinde siperlerde görev başındayken bir sebepten galeyana gelerek bulunduğu siperden bir anda dışarı fırlamış ve Fransız siperlerine doğru ilerlemeye başlamış. Ömer Çavuş, beş düşman askerini tüfeğiyle vurarak öldürmüş ancak kendisi de başından aldığı yarayla şehit olmuş. Kahraman çavuş, son nefesini verirken arkadaşlarına şöyle bağırmış: “Ben ölüyorum, vatan yaşayacak.”
5
126’NCI ALAYDA BİR CENGAVER
Arşiv çalışmasından çıkan bir diğer kahraman ise Teğmen Hüseyin Remzi. 1 Mayıs’ı 2 Mayıs’a bağlayan gece Seddülbahir Cephesi’nde girişilen taarruzda, 126’ncı Alay’ın 1’inci Taburu da vardı. Sabaha doğru her taraftan ateş altında kalan alay, kendisini zor bir durumda bulmuştu. 126’ncı Alay 1’inci Tabur Komutanı’nın yaveri olan Teğmen Hüseyin Remzi, taburun bir bölüğünün komutansız ve subaysız kalması üzerine, cephe hattında görevi olmamasına rağmen, alay komutanının tabiriyle “aşk-ı harp”le ileri atıldı; bölüğü toparlayarak hücuma kaldırdı. Teğmen Remzi’nin bu hareketi, kanatlardaki komşu birliklere de örnek oldu ve taarruz devam ettirilebildi.
6
Ancak Teğmen Remzi, kendisine hücum eden düşmanın üzerine kılıcını çekerek atıldığı sırada şehadet mertebesine ulaştı. Daha sonra alay komutanı şu yazıyı kaleme almıştı: “Taburun yaveri olan Remzi Efendi, emrindeki bu küçük kuvvetle düşman hatlarını yarmış ve kuşatmak üzere olduğu bir sırada, üzerine hücum eden düşmana kılıcını çekerek atılmış ve bu esnada şehit olmuştur. Merhum arkadaşımız Remzi Efendi, Harp Okulu’ndan birincilikle mezun olmuş, zeki, akıllı, atik ve çalışkan bir subaydı. İyi ahlakıyla öne çıkmış, tüm arkadaşlarının takdirini kazanmıştı.” Teğmen Remzi, 1890 yılında Bingazi’de doğmuş. Baba adı Hacı Ali. 1908’de girdiği Harp Okulu’ndan 1911 yılında mezun olmuş.
7
30 BİN BELGEDE YENİ ŞEHİTLERE RASTLANDI
- Çanakkale Muharebeleri esnasında şehit olan askerlere dair bilgiler, bugüne kadar Milli Savunma Bakanlığı tarafından hazırlanan şehit listeleri ile tespit edilmişti. Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı bünyesinde 2024’de başlatılan ‘Şehit Bilgi Kapısı’ projesi kapsamında Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri, MSB Lodumlu Arşivi ve Kızılay Arşivi’nde yapılan detaylı ve titiz bir arşiv çalışması ile Çanakkale Cephesi’ne ait olan zayiat istatistik cetvelleri, zayiat cetvelleri, şehit subaylara ait mektup ve safahat belgeleri, hastane defterleri, sıhhi vukuat cetvelleri, tabur ve bölük seviyesinde sıhhiye cerideleri, sıhhi tesisleri gösterir askeri krokiler dahil 30 binden fazla belge tespit edilerek Osmanlıca’dan günümüz Türkçesine çevrildi.
8
Titiz bir çalışma neticesinde; şu ana kadar 27’nci ve 57’nci Alay dahilinde 2 bin 500 şehidin bilgisine ulaşıldı. Tasnifleme işlemleri sonrasında her gün belirli miktarda veri web sitesine girilerek vatandaşların ve araştırmacıların hizmetine sunulacak, 58 binden fazla şehidin verileri kamuoyuna açılmış olacak.
9
ZAFERE GİDEN YOL...
Birinci Dünya Savaşı sırasında İngiltere, Avrupa'da savaşın mevzi çatışmalarına dönüşmesi üzerine Çanakkale ya da Balkanlar'da yeni bir cephe açıp İstanbul'u ele geçirerek, Osmanlı Devleti'ni Almanya'dan ayırmayı ve kararsız Bulgaristan'ın ittifak devletleri yanında yer almasını önlemeyi amaçlıyordu.Osmanlı güçlerinin 3 Şubat 1915'teki Süveyş Kanalı'na taarruzu sonuç vermeyince İngiltere, Mısır'daki güçlerini boğazlara yönlendirdi.
10
İtilaf devletleri, 12'si İngiliz, 4'ü Fransız olmak üzere 16 muharebe gemisi, 6 muhrip, 14 mayın arama tarama ve bir uçak gemisinden oluşan donanmayla 19 Şubat 1915 sabahı, "Müstahkem Mevki Methal Grubu Bataryaları"na bombardıman başlattı.
11
Methal Grubu'nda Ertuğrul, Seddülbahir, Kumkale, Orhaniye bataryaları ile Erenköy civarında yerleştirilmiş bir kısım seyyar obüs bataryası, Merkez Grubu'nda ise Anadolu ve Rumeli bataryaları bulunuyordu.Hava şartlarının olumsuzluğu nedeniyle ikinci bombardıman 25 Şubat'ta yapıldı. 26 Şubat-17 Mart arasında ise itilaf devletleri donanması mayın arama taraması gerçekleştirdi ancak 17-18 Mart gecesi Nusret Mayın Gemisi, Erenköy Koyu'na ve boğaz geçişine mayın döşedi.
12
Müttefik donanması, 18 Mart günü saat 11.15'te ilk atışlarla büyük bir taarruz başlattı. Saat 18.00'e kadar süren şiddetli çatışmalar sonunda, itilaf devletleri donanmasının üç muharebe gemisi "Bouvet", "Irresistible" ve "Ocean" zırhlıları battı, iki muharebe gemisiyle bir muharebe kruvazörü hasar aldı.Çanakkale direnişinin ilk bölümü, İngiliz ve Fransız donanmalarının yenilgisi ve Türklerin zaferi ile sonuçlandı. Çanakkale geçilemedi.
13
Yedi saat süren savaşta elde edilen bu kesin zafer, tarihe "Çanakkale Deniz Zaferi" olarak geçti.Deniz savaşının ardından başlayan kara savaşlarında İtilaf Devletleri'nin karşısına kahraman Türk ordusu, Mustafa Kemal Paşa ve kahraman komutanlar çıktı. Düşmanlarını bozguna uğratan Mehmetçik, Çanakkale'yi İtilaf Devletleri'ne kapatarak, bütün dünyaya "Çanakkale Geçilmez!" dedirtti.