En azından ortada bi yerde buluşalım

Yazıişleri Müdürümüz Cihan Yıldırım, tasarımcılarla 20 yılı geçen mesleki ilişkisini X.Mag Dergisi için yazdı.

Mesleğe başladığım yıllarda tasarım çok önemsenmiyordu. Belki tasarımı değerli bulan vardı ama tasarımcıyı kıymetli bulan medya yöneticisi sayısı azdı. Elbette gazete tasarımından bahsediyorum. Oysa bir gazete okurun eline geçene kadar çeşitli aşamalardan geçer ve hepsi çok önemlidir. Muhabirle başlayan gazetenin yolculuğu, editör, yazıişleri müdürü ve tasarımcıyla devam eder. Bitti mi? Hayır… Matbaa aşaması ve dağıtım süreci var. Herhangi bir aşamada yaşanacak sıkıntı sonucu aynı şekilde ve doğrudan etkiler.
Bu bilinmesine rağmen gazete tasarımı yapan arkadaşlara fazla söz hakkı verilmezdi. Tasarım iyi olsun istenirdi ama işi bilene danışılmazdı. Tasarımcı daha çok operatör gibi kullanılırdı. Günün sonunda tasarım yapacak arkadaşın önce yanına sonra arkasına geçip çoğu zaman ayakta durarak (bir tasarımcının en sevdiği an!) şöyle yap, böyle yap, şunu kaydır, bunu küçült diyerek sayfayı yapardı. Editör ya da yazıişleri müdürü, puntodan zemin rengine kadar hemen her şeye karar verirdi. Bu durum yıllarca devam etti. Bir tasarımcı ara sıra ses çıkaracak, itiraz edecek olursa kaybedeceği bir kavga kaçınılmaz olurdu. Günün sonunda haksız çıkacaktı!
Sonra Steve Jobs geldi, iphone diye bir telefon yaptı ve her şey değişti! Yok, bu kadar kolay olmadı elbette. Tasarımın kıymetli hale gelmesi ilk iphone ile mi başladı, onu da bilmiyorum. Öte yandan iyi bir tasarımın neler yapabileceği konuşuldu. Güzel tasarımın malı sattıracağı söylendi. Şık bir tasarımın mesajı güçlü şekilde vereceği ifade edildi. Keyifli bir tasarımın kitlesini yaratacağı iddia edildi. Kapağı 'güzel' dergiler çok satmaya başladı.
Sonra tasarım konuşmaya başladık. En az haber kadar… En az köşe yazısı kadar… Gazete sayfaları yapılırken ara sıra tasarımcının fikrini sormaya başladık. Öyle hemen ‘yetki’ verilmedi… Kolay olmadı yazıişleri kadrosunun ‘teslim’ olması… Gergin anlar yaşandı. Büyük kavgalar çıktı. Tıpkı matbaaya geçiş sürecimiz gibi… Tıpkı internet medyasına geçişte olduğu gibi… Tıpkı matbaanın gidişine direnenler gibi, öyle değil mi? Matbaanın gelişine direndik ama gidişine de direniyoruz. En azından medya sektörü için, matbaa gidiyor. Ama internet yatırımı yapmayan, sosyal medyayı önemsemeyenler var. Ya da ‘vardı’ diyelim…
Hukukta “Usul, esastan önce gelir” denir. Bazı yerlerde de “Esası, usul belirler” deniyor. Usul o kadar önemli ki, esası belirliyor. Bu cümleyi duyduğum zaman pek çok konuda ‘iş yapma’ şeklim değişti. Herhangi bir şeye eleştiri getireceğim zaman ‘en şık’ olanını seçmeye çalışıyorum. Bir şeyi söylemenin 117 yolu var ve ben en kötüsünü tercih etmemek için uğraşıyorum. Bizim ‘usulümüz’ da tasarımımız olabilir mi? En azından ona yakın bir şey. En azından ortada bi yerde buluşalım. Tamam ne içerik çok önemli olsun ne de tasarım… Ne haberi göklere çıkaralım ne tasarımı… Bi uzlaşı sağlayalım. Sanırım en güzeli de bu olur.
Zaman geçtikçe böyle bir ortam oluştu. Karşılıklı fikirler soruldu, kimi örnekler incelendi, hatta tasarım manşete karar verilen toplantılarda konuşulmaya başlandı. Haberi kim yaptı soruları yanı sıra tasarımı kim yaptı soruları gelmeye başladı. İyi bir tasarım tebrik edildi. Sorumluluk yüklendikçe zamanla tasarımcı arkadaşlar da kendini daha da geliştirdi. Ortaya çok iyi örnekler çıktı. Tasarım konusunda Akademi’den yardım isteyenler oldu. İyi bir tasarımla yapılan sayfa daha çok konuşulmaya başlandı. Daha fazla dikkat çekti, daha kalıcı oldu. Bir gazete yönetimi daha ne ister? Zamanla tasarımcılar da tıpkı muhabir, editör, köşe yazarı gibi transfer edilmeye başlandı. Yarışmalara dahil edildi… En iyi sayfa tasarımı ödülü…
Buraya kadar anlattıklarım gazete tasarımları içindi… Kısmen dergilerimiz de benzer süreçleri yaşadı. Şimdi de internet haber siteleri ve sosyal medya tarafımız… Haberi verirken, gönderi ye da hikaye hazırlarken tasarıma çok dikkat ediliyor. Hızla yarışıyoruz ama tasarımı ihmal edemeyiz. Haberi çoğu zaman herkes veriyor farkı yaratan ise tasarım oluyor. 16 sayfalık bir gazetede 3-4 tasarımcı olurdu. eskisehir net’te tasarımcımız yok! Tüm editörler tasarımcı oldu! Bu konuda çok yetenekli arkadaşlarımız var. Ve ben onlarla aramı iyi tutmaya çalışıyorum. Çünkü köşe yazımın ne kadar okunacağına onlar karar veriyor! Tamam, o kadar olmasa da yapacakları ya da yapmayacakları tasarımla neyin ne kadar okunacağına, paylaşılacağına karar veriyorlar. Şükür, hepsiyle aram iyi… 20 yılı geride bıraktığım meslek hayatımda tasarım ve grafikçi arkadaşlarla yolculuğum böyle… Son zamanlarda biraz inisiyatifi kaptırdık gibi ama bunun için üzülmüyorum. Bu sayfayı yapacak arkadaşa da hürmetlerimi sunuyorum, ki sayfa güzel olsun, dikkat çeksin ve okunsun…