ÇATIŞMALARDA CİDDİ CAN KAYBI
Suriye’nin sahil bölgesinde 6 Mart’tan bu yana süregelen çatışmalarda çoğunluğunu sivil halkın oluşturduğu yüzlerce kişinin yaşamını yitirdiği bildiriliyor. Alevilerin infaz edildiğine dair ortaya atılan iddialar, hem bölgede hem de Türkiye’de derin kaygılara yol açtı. Türkiye’deki Alevi dernekleri, hafta sonu İstanbul, Ankara, İzmir ve Bursa gibi birçok şehirde, Suriye’deki olaylara karşı ortak bir basın toplantısı düzenledi. 200’e yakın sanatçı, gazeteci ve aktivist, “Suriye’deki Alevi Kıyımını Durdurun!” başlıklı bir change.org kampanyası başlattı. Kampanyanın metninde, “Bütün halkımızı bu kaygı veren gidişata karşı kenetlenmeye, yetkilileri de bu kıyımı durdurmak için harekete geçmeye çağırıyoruz” denildi.
GELEN TANIKLIKLAR ENDİŞELERİ ARTIRIYOR
BBC Türkçe’ye konuşan Alevi kanaat önderleri, bölgeden gelen tanıklıkları endişe ve korku içinde dinlediklerini, yaşananların uluslararası basında yansıyanlardan çok daha geniş boyutlara ulaştığını savundu. İngiltere merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, son çatışmalarda 900’den fazla sivilin olmak üzere yaklaşık 1500 kişinin hayatını kaybettiğini belirtti. Suriye İnsan Hakları Ağı ise can kaybını 500 civarında gösterdi. Ancak BBC, çatışmalarda ölenlerin sayısını ve infazların yeni hükümete bağlı güçler tarafından yapılıp yapılmadığını bağımsız olarak doğrulayamıyor. 10 Mart’ta Şam yönetimi, 6 Mart’tan itibaren başlatılan “güvenlik operasyonlarının” tamamlandığını açıkladı.
ALEVİ ORGANİZASYONLARINDAN PROTESTO GİRİŞİMLERİ
Türkiye’deki Alevi dernekleri, 9 Mart’ta İstanbul’da Suriye başkonsolosluğu önünde bir açıklama yapmak istedi ancak izin alamadı. Şişli Kaymakamlığı, “Şehrimizin ve hemşehrilerimizin huzurunu bozmaya yönelik organize olmaya çalışan bu grupların izinsiz eylem ve basın açıklamalarına izin verilmeyecektir” ifadeleri ile bu durumu açıkladı. Kaymakamlık, 9-10-11 Mart tarihleri arasında “her türlü toplantı, gösteri ve basın açıklamasının” yasaklandığını bildirdi. Bunun üzerine gruplar, açıklamalarını Maçka Parkı’nda gerçekleştirdi.
TÜRKİYE’DEKİ ALEVİLERİN ENDİŞELERİ
Türkiye Alevi Federasyonu Genel Başkanı Zeynel Abidin Koç, 8 Aralık’ta Esad rejimi devrildiğinde Türkiye’deki Suriyelilerin başkonsolosluk önünde kutlamalar ettiği ve bu durumun kaygı verici olduğunu dile getirdi. Koç, Alevilerin hedef alınmasından duydukları endişeyi dile getirerek, “Bizim bir de tedirginliğimiz bu olayların sıçraması. Çünkü mezhepsel bir katliam yapılıyor” dedi. Ayrıca, Esad yönetiminin devrilmesinden bu yana Suriye’deki azınlıkların “soykırım” tehdidi altında olduğunu ekledi.
KAMUOYU OLUŞTURMA ÇABALARI DEVAM EDİYOR
Alevi Kültür Dernekleri Genel Başkanı Seher Şengünlü Yılmaz, BBC Türkçe’ye yaptığı açıklamada, “Dünyanın gözü önünde soykırım yapılıyor” ifadelerini kullandı. Yılmaz, Suriye’deki durumu izlerken dehşet, korku ve panik içinde olduklarını ifade etti. Ayrıca, 13 Mart’ta Samandağ’da büyük bir miting organize edeceklerini belirtti. Suriye’de yaşananlar hakkında kamuoyu oluşturma çabalarını sürdürdüklerini ve Türkiye’deki siyasi partilerle temas içinde bulunacaklarını sözlerine ekledi.
HAYATİ İHTİYAÇLAR KarŞILANAMIYOR
Hatay merkezli Ehli Beyt Kültür ve Dayanışma Vakfı Genel Başkanı Ali Yeral, Türkiye ve Suriye sınırındaki toplulukların sıkı aile bağları olduğunu ve bu yüzden gelişmeleri yakından takip ettiklerini ifade etti. Yaşananların oldukça kötü bir gidişat sergilediğini belirten Yeral, bölgedeki elektrik ve su gibi temel ihtiyaçların karşılanamadığına dair bilgi aktardı. Alevilerin katliamlardan korunmak için ormanlık alanlara ve dağlara gizlendiği, birçok kişinin ise bölgedeki Rus askeri üssüne sığındığı ifade edildi.
SİYASİ TEMASLAR VE CEVAPSIZ KALAN TALEPLER
Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Başkanı Mustafa Aslan, aylar süren siyasi temaslara rağmen 6 Mart’tan bu yana yaşanan can kayıplarının hem Türkiye’nin hem de dünyanın dikkatini çekmediğini söyledi. Katliamları “soykırıma doğru bir süreç” olarak değerlendiren Aslan, Alevileri hedef almanın insani ve vicdani bir davranış olmadığını belirtti. Bölgeden gelen kaynakların can kaybının daha yüksek olduğunu dile getirirken, hükümetin duruma müdahale etmesini talep etti.
ANKARA’DAN KONUYA İLİŞKİN AÇIKLAMALAR
Ankara’dan yapılan açıklamalarda ise Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, 9 Mart’ta sosyal medya üzerinden olayları “herhangi bir mezhebe ya da dini gruba mal etmenin” hiç de doğru olmadığını vurguladı. Fidan, Şam’daki yeni hükümetin tüm faaliyetlerini desteklemeye kararlı olduklarının altını çizdi. Adalet ve Kalkınma Partisi sözcüsü Ömer Çelik, “Bu bir Nusayri isyanıdır gibisinden bir dil kullanmak son derece yanlıştır” dedi ve tüm gruplar arasında kardeşlik siyaseti ile yaklaşım benimsediklerini ifade etti.