Paydaşlar anlaşırsa işler kolaylaşıyor! Paylaşma Sözleşmesi ile dava süreci şart değil!

Hukukçu Mehmet Karakaya, katıldığı bir programda paylı mülkiyet konusuna açıklık getirdi. Karakaya, tüm paydaşların paylaşım konusunda anlaşması halinde işlerin büyük ölçüde kolaylaştığını belirtti. Bu durumda dava açılmasına gerek kalmadığını ve sürecin "rızaen paylaşma" adı verilen bir yöntemle çözülebileceğini söyledi.

Karakaya, rızaen paylaşmanın, paydaşların hem paylaşma hem de paylaşım biçimi üzerinde uzlaşmaları anlamına geldiğini belirterek, “Bu süreç bir paylaşma sözleşmesi ile gerçekleşir. Tüm paydaşların katılımı şarttır; yani oybirliği gerekir. ‘Tamam, biz paylaşalım’ ya da ‘Nasıl paylaşalım?’ diyerek irade beyanında bulunmaları yeterlidir,” dedi.

Paylaşma sözleşmesinde süre sınırı yok

Paylaşma sözleşmesinin her zaman yapılabileceğini ve herhangi bir süre sınırına tabi olmadığını vurgulayan Karakaya, şu ifadeleri kullandı:

“Bu sözleşme sayesinde mallar satılmadan, doğrudan bölüşülebilir. Ya da pazarlıkla ya da artırma yöntemiyle satılıp bedel paylaşılabilir. Mahkeme süreci olmadan, tüm paydaşlar kendi aralarında diledikleri paylaşım şeklini belirleyebilir.”

Mahkemede yalnızca iki seçenek var

Karakaya, anlaşma sağlanamaz ve konu mahkemeye taşınırsa, kanun gereği yalnızca iki paylaşım şekline karar verilebileceğini hatırlattı: Aynen taksim (malın aynen bölünmesi) ya da izale-i şuyu (malın satılarak bedelinin paylaşılması).

Ancak bir paylaşma sözleşmesiyle tarafların çok daha esnek davranabileceğini ifade eden Karakaya, “Sözleşmeyle her bir paydaşa ne düşeceği net şekilde belirlenebilir. Böylece paylaşımda karmaşa yaşanmaz, süreç hızlı ve kolay şekilde tamamlanabilir,” dedi.

Kaynak: 1HA