İngiltere'nin Suffolk kentinde bulunan Moyse’s Hall Müzesi, yakın zamanda yapılan bir keşifle bir kez daha gündeme geldi. Dünyanın en iğrenç kitabı olarak nitelendirilen ve bir katilin derisiyle ciltlendiği bilinen eser, müze ofisindeki raflarda ikinci bir kopya olarak ortaya çıkarıldı. Tarihi değeri kadar ürkütücü geçmişiyle dikkat çeken kitap, İngiltere’nin en meşhur cinayetlerinden birine dayanıyor.

Ünlü "Red Barn Cinayeti"ne ait kan donduran belge

Kitabın hikâyesi, 1827 yılında "Red Barn Cinayeti" olarak bilinen olayla başladı. William Corder isimli şahıs, birlikte Ipswich'e kaçacaklarını söylediği sevgilisi Maria Marten’i silahla vurarak öldürmüş, cesedini ise Suffolk'taki bir ahırın altına gömmüştü. Corder, cinayet sonrası kısa sürede yakalanmış ve 1828 yılında Bury St Edmunds’da halkın gözü önünde idam edilmişti.

Katilin derisi kitap cildine dönüştürüldü

İdamdan sonra William Corder’ın bedeninden alınan deri, o dönem sıra dışı bir şekilde kullanılarak suçunun anlatıldığı bir kitabın cildine işlendi. Söz konusu kitap, 1933 yılından bu yana Moyse’s Hall Müzesi’nde sergileniyor. Ancak müze yetkilileri, bu eserin ikinci bir versiyonunun geçtiğimiz yıl ofis raflarında bulunduğunu açıkladı.

Yeni keşfedilen kitap, orijinalinden farklı olarak yalnızca cilt kısmında ve köşelerinde deri parçaları içeriyor. Moyse’s Hall Müzesi miras görevlisi Dan Clarke, eserin “artık deri parçaları” ile yapılmış olabileceğini belirtti.

“Asılmaktan daha korkunçtu”

Kitap, sadece cinayet tarihi açısından değil, idam sonrası uygulanan cezalandırma yöntemleri bakımından da dikkat çekiyor. BBC Radio Suffolk’a konuşan “Korkunç Tarihler” adlı kitabın yazarı Terry Deary, eserin taşıdığı tarihi önemin inkâr edilemez olduğunu ancak bir o kadar da “mide bulandırıcı” olduğunu ifade etti. Deary, o dönemde birçok suçlunun ölümden sonra bedenlerinin parçalanma ihtimalinden büyük korku duyduğunu, bunun asılmaktan bile daha kötü bir ceza olarak görüldüğünü söyledi.

Tarihi eser mi, ahlaki tartışma mı?

Corder’ın derisiyle ciltlenen kitabın varlığı, yıllardır etik ve insan onuru açısından tartışma konusu olmaya devam ediyor. Tarihi bir belge olarak saklanan bu eser, bir yandan İngiltere’nin karanlık adalet geçmişine ışık tutarken, diğer yandan da insan bedeninin nesneleştirilmesi konusundaki etik sorunları gündeme getiriyor.

İngiltere tarihinin en sıra dışı adli belgelerinden biri olma niteliği taşıyan bu kitaplar, hem araştırmacıların ilgisini çekiyor hem de ziyaretçileri derinden sarsıyor. Moyse’s Hall Müzesi, her iki kitabı da koruma altında tutarken, bu tür eserlerin gelecekte nasıl sergileneceği ve yorumlanacağı merak ediliyor.