Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun her ay yayınladığı kadın cinayetleri verilerine göre, 2025 Mart ayında erkekler en az 18 kadını öldürdü. Kadınlar Mart ayında en çok evlerinde ve evli oldukları erkekler tarafından öldürüldü.
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun (KCDP) her ay basına yansıyan kadına yönelik şiddet haberleri ve doğrudan kendilerine gelen başvuruları derleyerek ortaya koyduğu raporun 2025 yılı Mart verileri yayınlandı.
Buna göre erkekler Mart ayında en az 18 kadını öldürdü, 30 kadın ise şüpheli şekilde ölü bulundu.
“8 KADININ HANGİ BAHANEYLE ÖLDÜRÜLDÜĞÜNÜN TESPİT EDİLEMEMESİ, KADINA YÖNELİK ŞİDDETİN VE KADIN CİNAYETLERİNİN GÖRÜNMEZ KILINMASININ BİR SONUCUDUR”
Rapora göre öldürülen 18 kadından dördü boşanmak istemek, barışmayı reddetmek, evlenmeyi reddetmek, ilişkiyi reddetmek gibi kendi hayatına dair karar almak istemesi bahanesi ile, beşi ekonomik bahanelerle, biri kızını korumak isterken öldürüldü. Sekiz kadının hangi bahaneyle öldürüldüğü tespit edilemedi.
Raporda kadınların hangi bahanelerle öldürüldüğünün tespit edilememesinin, “kadına yönelik şiddetin ve kadın cinayetlerinin görünmez kılınmasının bir sonucu” olduğu dile getirildi ve şu değerlendirme yapıldı:
“Kadınların kim tarafından, neden öldürüldüğü tespit edilmedikçe; adil yargılama yapılmayıp şüpheli, sanık ve katiller caydırıcı cezalar almadıkça, önleyici tedbirler uygulanmadıkça şiddet boyut değiştirerek sürmeye devam ediyor.”
Mart ayında erkeklerin öldürdüğü kadınların isimleri şöyle:
Fikriye Alıcı, Rüya Alıcı, Sevcan Demir Sakman, Gülnur Akalın, Halime Avşar, Havva Adıyaman, Fatma Kara, Hatice Kış, Hatice Göktaş, Sabriye Türköz, Fikriye Turgut, Sevcan Yıldız, Nesibe Ergün, Havva Yeni, Damla Bakiler, Nazlı Deniz Bakiler, Sultan Uçakan, Dilan Aslan
MUĞLA’DA 1 ŞÜPHELİ KADIN ÖLÜMÜ
Şüpheli olarak ölü bulunan kadınların isimleri ise şu şekilde:
Hava Gül Özcan, Ayşegül Özer, Canan Ün, Habeed Abed Abed, Yıldız Cam, Merve Nur Yararlık, Kader Tok, Münevver Çetin, Meltem Menteşeli, Nermin Küçükzeybek, Şeyma Gökçe Kayahan, Gamze Dede, Nesrin Panoğlu, Servet Ö, Dozgin Osman, Reyhan Marda, F. E, Emine İsak, G. A, Esma A, Ghülperi Abduraman, S. A, Büşra Şahin, S. İ, Fatma Nezihe Akkuş, Şerife Açıkgöz, Büşra Cin, H. A, Fatma S, ismi belirlenemeyen bir kadın
Mart ayında şüpheli olarak ölü bulunanlardan üç çocuk annesi Ayşegül Özer Muğla‘da evinde ateşli silahla vurulmuş olarak bulundu.
Mart ayındaki kadın cinayetlerine dair diğer veriler şu şekilde açıklandı:
KADINLAR EN ÇOK EVLİ OLDUKLARI ERKEKLER TARAFINDAN ÖLDÜRÜLDÜ
Mart ayında öldürülen 18 kadının sekizi evli olduğu erkek, üçü eskiden birlikte olduğu erkek, ikisi eskiden evli olduğu erkek, ikisi babası, biri tanıdığı biri, biri akrabası tarafından öldürülmüştür. Bir olayda failin öldürülen kadınlığa yakınlığı tespit edilememiştir. Bu ay kadınların yüzde 44’ü evli olduğu erkek tarafından öldürüldü.
KADINLAR EN ÇOK EVLERİNDE ÖLDÜRÜLDÜ
Kadınların 15’i evinde, ikisi sokakta öldürülmüştür. Biri kadının öldürüldüğü yer tespit edilememiştir. Bu ay öldürülen kadınların yüzde 83’ü evlerinde öldürüldü.
KADINLAR EN ÇOK ATEŞLİ SİLAH İLE ÖLDÜRÜLDÜ
Bu ay öldürülen kadınların 12’si ateşli silahlarla, dördü kesici aletle, biri boğularak, biri darp edilerek öldürüldü. Bu ay öldürülen kadınların yüzde 67’si ateşli silah ile öldürüldü.
Raporun tamamını okumak için buraya tıklayın.
Mart ayındaki gelişmelerin değerlendirildiği bölümde Hizbullah üyesi iki suçlunun Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan imzasıyla affedilmesine değinildi ve şunlar söylendi:
“Konca Kuriş’e günlerce işkence eden Hizbullah mensubu, bizzat Cumhurbaşkanı tarafından affedilirken; yalnızca demokratik haklarını kullanan, barışçıl biçimde sesini yükselten birçok genç bugün hâlâ tutuklu. Kadınlara yönelik suçlar söz konusu olduğunda ya affın konusu oluyor ya da sistematik biçimde görmezden geliniyor.”
Raporda ayrıca, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasının ardından başlayan protestolardaki polis şiddetine dair şu ifadeler kullanıldı:
“Gözaltına alınan kadınlara yönelik çıplak arama ve fiziksel taciz ifadeleriyle resmî tutanaklara geçti. Basın mensupları, öğrenciler, kadınlar ve muhalif yurttaşlar bu süreçte ya gözaltına alındı ya da tutuklandı. Bu tablo, anayasal haklarını kullanan yurttaşlara uygulanan sistematik baskının ne denli yaygınlaştığını gözler önüne seriyor. Artık mesele yalnızca bireysel mağduriyetler değil, doğrudan halkın susturulmak istenmesidir.”
RAPOR HAKKINDA
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun internet sitesinde, kadın cinayetlerinin raporlanması hakkındaki başlıkta şu ifadeler yer alıyor:
Platform, kadın cinayetlerinin boyutlarını ve sebebini görebilmek için, seyrini analiz edebilmek için her yıl bakanlıklara bilgi edinme hakkı kapsamında kadın cinayetleri verisini sordu. ‘Böyle bir veri yok’ yanıtının alındığı 2010 yılından itibaren kadın cinayetleri verilerini raporluyoruz. Raporlar kamuoyuna yansıyan ve doğrudan platforma ulaşan öldürülen kadınların yakınlarının ulaştırdığı verilerin derlenmesiyle oluşuyor. ‘Femicide’ kavramına göre raporlanan verileri analiz ediyor, kamuoyuyla her ay paylaşıyoruz. Kaza ve intihar süsü verilen cinayetlerin artması üzerine 2018 yılından itibaren şüpheli kadın ölümü verilerini de ayrıca raporluyoruz.
Her ay yayınlanan raporlarda ise kadın cinayeti kavramına ve raporlara dair şu bilgiler veriliyor:
Raporumuz: Her ay basına yansıyan kadına yönelik şiddet haberlerinde davalar, yeni yaşanan olaylar ve kadın hareketine dair ayrıntılar yer almaktadır. Bizler, basına yansıyan haberleri ve doğrudan bize gelen başvuruları derleyerek bir sayıya ulaşıp, bu çerçevede raporumuzu hazırlıyoruz. Kadın Cinayeti raporumuzu Femicide kavramına göre ele alıyor, bir araya getiriyor ve değerlendiriyoruz. Yani Femicide kavramına göre; ‘embriyodan cenine, bebekten çocuğa, erişkinden yaşlıya kadar tüm kadın cinsiyetteki bireylerin sadece cinsiyetlerinden dolayı ya da toplumsal cinsiyet kimliği algısına aykırı eylemleri bahane edilerek, bir erkek tarafından öldürülmesi ya da intihara zorlanmasıdır. Femisidler salt kadın cinsiyetteki insanların öldürüldüğü cinayetler olarak algılanmamalıdır. Nefretle işlenen bu cinayetlerde, saldırıya uğrayan şey kadın kimliğidir.’