İstanbul Barosu Avukat Hakları, Çocuk Hakları, İnsan Hakları ve Kadın Hakları merkezleri, CHP'nin tutuklu cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu'nun gözaltına alınmasının ardından başlayan Saraçhane protestolarına ortak bir rapor hazırladı.
19 Mart-29 Mart arasını kapsayan raporda yer alan tespitler, İstanbul Barosu Avukat Hakları Merkezi’ne yapılan bireysel başvurular, avukatlarla yapılan yüz yüze görüşmeler, avukatlar tarafından düzenlenen tutanaklar, gözlem raporları, fotoğraf ve video kayıtlarına dayandı.
T24'ten Candan Yıldız'ın haberine göre, raporun basın ile paylaşıldığı toplantıda konuşan İstanbul Barosu Başkanı Prof. İbrahim Kaboğlu, Saraçhane eylemlerinde tutuklamaların gerekçesi olan 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu için “Tutuklanmayı gerektirmeyen bu kanun delik deşik edilmiş durumda” dedi.
Rapordan öne çıkan başlıklar şöyle:
"Meslektaşlarımız şiddete uğradı"
Avukat Hakları Merkezi Başkanı Mustafa Rüzgâr, rapora dayanarak şunları anlattı:
“Böyle bir dönemi hatırlamıyorum. Karakollara giremedik, adliyelere girsek bile sulh ceza hakimlikleri koridorlarına giremedik, engellendik. Emniyetin yanına bile yaklaştırmadılar, kendi listelerindeki avukatları aldılar.
"Gözaltındakilerle 4 ya da 5 saat görüşebildik, o da kısıtlı imkân ve sürelerle. Meslektaşlarımız şiddete uğradı. Tutuklananların hangi cezaevine gönderildiği söylenmedi, avukatlar gözaltına alındı. Bazı arkadaşlarımızın başına copla vuruldu. Ters kelepçe yapıldı. Savunmasız bir yargılama yapmaya çalıştılar.”
"Çıplak arama, cinsel taciz, darp..."
İstanbul Barosu Kadın Hakları Merkezi Başkanı Özlem Özkan ise şu detayları paylaştı:
“Kadınları saçtan sürükleme, saç kaybı, gözaltı araçlarında orantısız güç kullanımı, ters kelepçe, çıplak arama, cinsel taciz ve cinsel saldırı, küfür, cinsiyetçi küfürler, hakaret, tehdit gibi tespitlerimiz yer alıyor raporumuzda. Saçtan sürükleme, kadının kamusal alandaki varlığını aşağılamak, itaat ettirmek ve boyun eğdirmek amacıyla kullanılan fiziksel ve sembolik bir şiddet biçimidir.
"23.03.2025 tarihinde bir ilçe emniyet müdürlüğünde kadınlara yönelik ters kelepçe işkencesine itiraz eden avukatlara bir yetkili polis ‘Nasıl kontrol edeceğimi düşünürsem öyle kelepçelerim’ gibi keyfi açıklama ve müdahalede bulunmuş ve 7 kadın avukat tarafından tutanak altına alınmıştır. Bir kadın yakalanma esnasında bir polis tarafından şiddete maruz bırakılırken bir başka polis tarafından videoya çekildiğini bildirmiştir.
"Gözaltına alınanların haklarını savunmak amacıyla emniyet, adliye ve hapishanelerde yoğun mesai yapan kadın avukatların fotoğraflarının, rızaları dışında eskort sitelerinde paylaşıldığı tespit edilmiştir. Kadın avukatların hedef gösterilmesi, kadınların hukuki dayanışma imkânlarını da zayıflatmayı amaçlayan stratejik bir saldırı olarak karşımıza çıkmaktadır.”
Aralarında 26 çocuk vardı
Saraçhane eylemleri sırasında gözaltına alınanlar arasında çocuklar da vardı. İstanbul Barosu Çocuk Hakları Merkezi Başkanı Kardelen Ateşçi’nin aktarımları şöyle:
“Gözaltına alınan çocukların yaşı 12-18 yaş arasındaydı. 26 çocuk arasında kelepçe takılan çocuk sayısı 20. Şiddete maruz kaldığını bildiren çocuk sayısı 12. Bir çocuk ise beyanda bulunmadı. Resmi tutanaklarda, birden fazla çocuk tarafından gözaltı sırasında yakın mesafeden doğrudan gözlerine biber gazı sıkıldığına ilişkin beyanlara yer verildiği görülmektedir.
"Ayrıca, bazı çocuklar yakalama ve gözaltı sırasında maruz kaldıkları şiddet nedeniyle yoğun şekilde fiziksel acı yaşamalarına rağmen ters kelepçeli şekilde uzun süre tutulduklarını ve yardım taleplerinin sert şekilde reddedildiğini ifade etmiştir. Bazı çocuklar, yakalama sonrasında polis otobüsünde yetişkinlerle birlikte tutulmuş.
"Çocukların çocuk şube birimine sevk edilme sürecinin uzun sürmesine rağmen, bu süre boyunca bazı çocuklara su ve yiyecek sağlanmadığı; bazı vakalarda bu besinlerin yetersiz, düzensiz ya da yaşlarına ve sağlık durumlarına uygun olmadığı saptanmıştır. İfadesi alındıktan sonra adli kontrol şartı ile serbest bırakılan çocuk sayısı 12.”
Cezaevlerinde ne oldu?
İstanbul Barosu İnsan Hakları Merkezi Başkanı Tora Pekin ise cezaevlerindeki durumu anlattı:
“Yüz tanıma sistemlerinin kanuni bir dayanağı yok. İnsanlar evlerinden alındı. Metris Cezaevi’nde görüşme yapılan tutuklular tahtakurularından kaynaklı olarak alerjik reaksiyon gösterdiklerini beyan etti. Bazı tutuklular yeterli ranza olmadığını söyledi.
"Marmara Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda kalan bazı tutuklular kuruma kabul sırasında çıplak aramaya maruz kaldıklarını beyan etmişlerdir. Marmara 3 Numaralı L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda düzenli ilaç takibi gereken bazı tutuklular, ilaçlarına erişimde aksamalar yaşadıklarını söylemiştir.”