Medya Sanat Galerisi, yeni sezonu renkli bir sergiyle karşıladı. Diş hekimi ve sanatçı kimliğiyle tanınan Prof. Dr. Haldun İplikçioğlu’nun “Yabancılaşma” adlı sergisinde, sanatçının farklı boyutlarda 38 eseri başkentli sanatseverlerin beğenisine sunuldu. 

Sergide yalnızlık, kadın, umut gibi temaların işlendiği yarı soyut figüratif resimler yer alıyor. Sanatçı, heykel sanatına duyduğu ilgiyi tuvaline doku ve kabartılarla taşıyor. Her bir eser hem kişisel hem toplumsal bir hikâyeye kapı aralıyor.

İplikçioğlu, sergi vesilesiyle 24 Saat Gazetesi’ne yaptığı açıklamada, sanat yolculuğunun diş hekimliğiyle iç içe sürdüğünü ve özellikle son 10 yılda bu alanda profesyonel olarak üretmeye başladığını belirtti.

“Kendimden ve toplumdan kopuşu anlatıyorum”

Resimlerinde güçlü bir anlatı ve yaratıcı teknikler kullanan sanatçı, herhangi bir sanatsal akıma bağlı kalmadan kendi tarzını oluşturduğunu ifade etti. Dokunun ve kabartıların, heykel sanatına duyduğu ilgiden beslendiğini vurgulayan İplikçioğlu, “Buradaki ana temamız yabancılaşma. Bireyin kendinden ve toplumdan kopuşunu anlatmaya çalıştığım bir temam var. Resimlerimde genellikle karakteristik olarak doku vardır. Heykeli çok sevdiğim için resimlerime de yansıyan kabartılar, dokular vazgeçilmez oluyor” sözlerini aktardı.

Ayrıca kendini herhangi bir sanat akımına ait hissetmediğini söyleyen sanatçı, “Kavram ve akımların içine girmeden, genellikle ne olduğu anlaşılır şekilde çiziyorum ama resimlerim genellikle realist, fotoğraf gerçekliğinde de olmuyor” dedi.

“Kadın, toplumu şekillendiren en temel unsur”

Sergideki eserlerde kadın figürü, en dikkat çeken unsurlardan biri. Sanatçı için bu bir rastlantı değil; kadın temasını bilinçli bir tercih olarak merkeze alıyor. Kadının toplumsal konumuna dair derin kaygıları olduğunu ifade eden İplikçioğlu, “Kadın teması tüm resimlerimde temelde ana direği. Kadın portreleri, kadın figürlerini önemsiyorum çünkü kadının toplumdaki yerini yabancılaşma teması içinde çok önemsiyorum” diye konuştu.

Sanatçı, “Bizim kültürümüzde annelik kavramı, kadının toplumdaki yeri gibi konularda, kadının toplumu şekillendiren en önemli unsur olduğunu düşünüyorum. Bugün yaşadığımız her şeyde kadının çok önemli bir yeri var” dedi.

Resim ve şiir aynı hikâyede buluşuyor

Sanatçının eserlerinin bazıları, kendi yazdığı şiirlerden pasajlarla tamamlanıyor. Bu çoklu anlatım biçimiyle, izleyiciyi yalnızca görsel değil, duygusal bir yolculuğa da çıkarıyor.

“Resimlerimde tabii ki kendi hikayelerim var. Sergide bazı tabloların yanında şiirlerimin bazı pasajları var. Bu şiirlerin hikayesini de resimlerime yansıtmaya çalıştım” diyen İplikçioğlu, sergide en önemli hususun, bireyin ve toplumun kopuşu olduğunu söyledi. Sanatçı, “Genel mutsuzluğumuzu yansıttım. İç dünyamızla ilgili, içinde yaşadığımız bugünler için bu mutsuzluklarımız eserlerime yansıyor. Çünkü toplum olarak mutsuzuz” dedi.

“Kadının geri planda bırakılması küresel bir sorun”

Sanatçının eserlerinde kadın teması ön planda yer alıyor. Kadının toplumdaki yeri ve yaşadığı zorluklar, İplikçioğlu'nun resimlerinde sıkça işlenen konular arasında. Sanatçı, Anadolu'da kırsal kesimde ezilen kadınların yaşadığı zorlukları ve bu durumun toplumsal yansımalarını eserlerine yansıtıyor.

İplikçioğlu, diş hekimliği alanında da kadın temsilinin önemine dikkat çekiyor. İsviçre merkezli International Team for Implantology (ITI) vakfında uzun yıllar görev yapan İplikçioğlu, Türkiye'de ITI'nın kurucuları arasında yer alıyor. Sanatçı, ITI tarihinde ilk kez bir kadın diş hekiminin başkanlığı devralmasının önemine vurgu yapıyor.

İplikçioğlu, yalnızca Türkiye'de değil, dünyanın pek çok yerinde kadınların toplumsal hayatta geri plana itildiğine dikkat çekerek bu durumun mesleki deneyimlerinde de karşısına çıktığını şu sözlerle aktardı:

“Kadın konusu yalnızca Türkiye’yle ilgili bir problem değil. İsviçre merkezli International Team for Implantology (ITI) gibi dünya çapında bilinen bir organizasyonda bile uzun süre kadın yönetici yoktu. Bu vakfın Türkiye’deki ayağını ben kurdum, başkandım. ITI tarihinde benden sonra ilk kez bir kadın diş hekimi başkanlığı devraldı.”

“Yabancılaşma” sergisi, 30 Nisan 2025’e kadar Medya Sanat Galerisi’nde ziyaret edilebilir. Adres: Üsküp Caddesi No:35, Çankaya / Ankara

Prof. Dr. Haldun İplikçioğlu kimdir?

Hacettepe Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi mezunu olan Prof. Dr. Haldun İplikçioğlu, diş hekimliği alanında hem akademisyen hem de klinisyen olarak uzun yıllar görev aldı. 1995’te Yardımcı Doçent, 1996’da Doçent, 2002 yılında ise Profesör unvanını aldı. 

Diş hekimliği alanında implant biyomekaniği ve protetik tedaviler üzerine ulusal ve uluslararası birçok çalışma yürüten İplikçioğlu, İsviçre merkezli ITI’nin Türkiye-Azerbaycan bölümünün başkanlığını yaptı. 

Ankara Diş hekimleri Odası’nın düzenlediği birçok kongrenin, organizasyon komitesinde görevler alan İplikçioğlu, 1996’dan itibaren dört yıl boyunca Türk Diş Hekimleri Birliği’nin, eğitim komitesinde çalıştı.

Prof. Dr. Haldun İplikçioğlu, 1999 yılında ITI Türk Çalışma Grubunun kurucuları arasında yer aldı ve bu tarihten itibaren Dental İmplantlar konusunda yoğun olarak diş hekimlerinin implant eğitimine katkıda bulundu.

Dünyada uluslararası kimliğiyle en önemli akademik birlikteliklerden olan, merkezi İsviçre’deki, International Team for Oral Implantology (ITI) Vakfına 2002 yılında Fellow olarak girdi. ITI Fellow olarak Türkiye’de ITI Türkiye ve Azerbaycan Bölümü içinde Temel, Uygulama ve İleri İmplant kurslarını verdi.

European Academic Osseointegration üyesi de olan Haldun İplikçioğlu, ITI’da Eğitim Komitesi Üyesi ve ITI Türkiye ve Azerbaycan Bölümünün önce Eğitim Delegesi ve daha sonra Başkanı olarak çalıştı. Günümüzde, ITI Fellow, ITI Kayıtlı Konuşmacısı ve ITI Türkiye ve Azerbaycan Başkanı olarak Marmaris'teki muayenehanesinde klinik çalışmalarına devam ediyor.

Sanatla olan ilişkisi gençlik yıllarına dayanan İplikçioğlu, son yıllarda özellikle resim alanında yoğunlaştı. Yabancılaşma, kadın, yalnızlık gibi temaları merkeze alan eserlerinde; şiir, figür ve dokuyu birleştirerek özgün bir anlatım dili kurdu. 

Ankara ve Marmaris'te yaşayan Haldun İplikçioğlu, resimlerinde yabancılaşma, bireysel yalnızlık ve toplumsal duyarsızlık gibi temaları ele alıyor. Kadınların yaşamın baskıları altındaki mücadelelerini yansıtan resimler üretiyor. Çalışmalarında sıkça çocuk figürlerine de yer verirken, güneş ve kuş gibi sembollerle umut temasını da işliyor.

Muhabir: Cemre Polat