“Biat kültürü bizim kitabımızda yazmaz!.”

 Yayınlanma : 09-04-2025 | 23 : 05 53

 Güncelleme : 09-04-2025 | 23 : 05 53

“Biat kültürü bizim kitabımızda yazmaz!.”

CHP’den istifa eden Kdz.Ereğli Belediye Meclis üyeleri yeni bir açıklama yaptı. Meclis üyeleri açıklamalarında “Biz, el kaldır, indir aparatı”, değiliz”, dedi.

Açıklama şöyle:

Biliyorsunuz, Kdz Ereğli belediye meclisi üyesiyim. Şubat ayında gelen belediyenin 7 değerli taşınmazının satışına hayır oyu verdim. Sebeplerim var.Anlayışım farklı vs. Vay sen misin hayır diyen.. Kızılca kıyamet koptu. Ne ihanetçiliğimiz, ne hançerciliğimiz, ne akp ile işbirlikçiliğimiz kalmadı.. Zarar vermeyelim dedik, kendi aramızda konuşur çözeriz belki dedik ama bunun mümkün olamayacağını anladım artık. Bizim sessizliğimizi ters algı yaratmak için kullanan bir odak durmadan yazıyor, çiziyor, konuşuyor. Bir küçük ilçede bile siyasetin ne acayip açmazları olduğunu, ne acayip bir işleyiş olduğunu deneyimliyorum. Bu Facebook hesabımı siyaset tartışmalarına bulaştırmak da istemezdim ama şu paylaşımı da yapmam gerekiyor..

“Yazılanlara, söylenenlere bakılırsa; belediye taşınmazlarını “satmamak”, “ihanet” sayılıyormuş...Öyle ters yüz olmuş vaziyet!

Satışı isteyen kahraman, sorgulayan hain!
Bir şehrin en değerli yerleri satılmasın deyince “hançerleyen”,
Satışa hayır deyince “çakma CHP’li” olunuyormuş!

Bu işteki tersliği gören yok! Bunun nasıl bir siyaset retoriği olduğunu sorgulayan da yok!

Evet, belediyeye ait 7 lokantanın satılmasına “hayır” dedik. Çünkü önümüze gelen teklif ne olgunlaştırılmıştı ne açıklanmıştı ne de tartışılmıştı.

"Ben teklif ettim, siz onaylayacaksınız!" denildi.

“Emredersiniz!” demedik. Çünkü biz meclis üyesiyiz, emir eri değiliz.

Sormak istedik:
– Bu satıştan başka bir çözüm yolu yok mu?
– Gelecek para nerede kullanılacak?
– Borçlar kapanacak mı, yoksa 3 ay sonra yine mi borçlanılacak?
Ama bu sorular cevapsız kaldı.
Sorularımıza yanıt verilmeden "evet" deseydik, irademizi teslim etmiş olurduk.

Ama biz otomat değiliz!

“El kaldır, indir” aparatı hiç değiliz.
CHP de bu anlayışta değildir!

Biz, özgür iradeye inananların geleneğinden geliyoruz.

Biat kültürü bizim kitabımızda yazmaz!

Bir yerel medya havuz kalemi çıkmış,
“Mahşer ’in 8 Atlısı” demiş…bize çakıyor… Buyurun buradan yakın!

Satışı istemek yurtseverlik, karşı çıkmak ihanet.. Öyle mi!

Beyler… “Biz CHP’yiz!”

Ne zaman ters yüz oldu bizim kamucu bakışımız?
Hani diyorduk ya: “Atatürk sanayi kurdu, bunlar sattı.”
Ne oldu bize?
Ne zamandan beri satan kahraman, koruyan hain oldu?
Ne zaman halkın malını korumak yerine elden çıkarmak marifet sayıldı?

“CHP parçalandı”, “ihanet var” demiş yazan kişi. Hadi oradan!

Chp’nin ne olduğunu biz size söyleyelim:

CHP’li olmak; milletin malını korumaktır, satmak için değil sahip çıkmak için el kaldırmaktır.
Sorgulamayana değil, sorgulayana CHP’li denir!
Partinin içinde fikrini söyleyeni hain ilan eden değil, birlikte karar alana CHP’li denir.
CHP, biat edenlerin değil; aklıyla, vicdanıyla hareket edenlerin partisidir.
Gerisi..,laftır!

Biz istifa ettik, evet.
Ama şahsi dayatmaların meşru kabul edilmemesi için ettik.
Her dönem Ereğli Meclisi’nde yaşanan bir tablo bir kez daha yaşandı maalesef.
Ama kimse dönüp sormuyor: “Bu Ereğli de neden bu sürekli tekrar ediyor? Burda bir terslik yok mu?

Gelelim encümen seçimine...
Bağımsız aday gösterdik. Çünkü mecliste yok sayıldık.
AK Parti aday gösterdi, biz de gösterdik. Oylama yapıldı, meclis iradesi tecelli etti. Bir AKP adayı, iki kağıt üstünde müstafi CHP meclis üyesi encümene seçildi.

Şimdi buna da “iş birliği” deniyor.
İstediğini alınca “teşekkür”, alamayınca “kumpas”!
Bu nasıl bir siyaset mantığı? Bu ne yaman çelişki?

Ve şu iddiaya da gelelim:
“Parti binasından çıkmıyorlar!”
Evet, çıkmıyoruz. Çünkü biz o binada yıllarımızı, emeğimizi, alın terimizi verdik.
Kapının tokmağında da duvarın sıvasında da hakkımız var.
Ama mesele sadece binada olmak değil;
Mesele, nerede durduğun, nasıl durduğun ve kimin için durduğundur.

Herkes şunu iyi bilmeli:
Biz kendi gölgesinde yürüyen insanlarız.
Ne durduğumuz yerden ne de karşı durduğumuzdan utanmayız.
İrademizle geldik, irademizle karar verdik.
Biz siyaseti onurla, erdemle yapma çabasındayız.
Ve hesabımız sadece halkadır.

Halk görüyor.
Tarih yazıyor.
“Gazetecilik” maskesiyle yazılanlar mı?
Onlar sadece arşiv utancı olacak.

Ve son sözümüz:
Bizi “Mahşer ‘in Atlıları” diye yaftalayanlara gelsin:
Biz o yaftayı değil, ama sorumluluğumuzu taşıyoruz.
Kimin ne dediğiyle değil, Ereğli’ye ve halka karşı görevimizle hareket ediyoruz.

Bilinsin ki her laf biter, her oyun dağılır…”