Deniz Berktay ile Kuzeyden Notlar: Türk dünyası ve Gagavuz sorunu

Sovyetler Birliği’nin dağıldığı 1991 yılının sonundan itibaren Türkiye’de, “Adriyatik’ten Çin Seddi’ne Türk dünyası” söylemi egemen olmuş, Türkiye’nin bütün Türki cumhuriyetlere ve topluluklara liderlik edeceği söylenmişti. Bir tür modern Pantürkizm rüzgârı

Gündem - 1 saat önce

Çok iddialı sözlerle başlayan sürecin nereye geldiğini, geçenlerde Orta Asya cumhuriyetlerinin -AB’nin dayatmasıyla- Kıbrıs Rum Kesimi’ni “Kıbrıs Cumhuriyeti” olarak tanıması ve Rum kesiminde büyükelçilikler açmasıyla gördük. Dileyelim ki bu gidişin bir dönüşü olsun.

Bizde Türk dünyasıyla ilgili iddialarda bulunanlar zamanında Panslavizmden yani bütün Slavların birleşmesini savunan akımdan ilham almıştı. Panslavizm önce Katolik Slavlar arasında ortaya çıkmış, fakat 1800’lerin ortalarından itibaren Rus Çarlık yönetimi tarafından sahiplenilmişti. Çarlık yönetiminin Kırım savaşındaki bozgundan sonra Ortodoksluk kartını kullanması yasaklanınca Panslavizme sarılmış ve Slav birliğinde önceliği Ortodoks Slavlara vermişti. Bu politikasında sınırlı da olsa bazı başarılar elde etti (fiyaskoları da bol oldu). Rusya’nın başarısının başlıca iki nedeni vardı. Birincisi, Slav halkları birbirlerine nispeten yakın coğrafyada yaşıyordu ve etkileşimleri vardı. İkincisi ve daha önemlisiyse Rusların bu politikayı güdecek siyasi, ekonomik, askeri güçleri ve geniş bir uzman kadroları vardı. Bizde bu imkânların pek azı olduğu için Avrupa Birliği, Türk dünyasını da Türkiye aleyhine döndürmeye başladı.

Türkiye açısından en temel öncelik tabii ki mevcut sınırlar içindeki Türk vatanı. Ama bunun ötesinde, çevre bölgelerdeki Türk kökenli halkların durumuyla ilgilenmek Türkiye açısından da önemli.

İşte bu dış Türkler arasında bu zamana kadar en az gündeme gelenlerden biri (fakat şu anda en fazla sıkıntı yaşayanlardan biri), iki hafta önce sözünü ettiğimiz Moldova’daki Gagavuz Türkleri. Hatırlayacağımız üzere Moldova’daki Gagavuz Yeri Özerk Bölgesi Başkanı Yevgeniya Gutsul, Türkiye ziyareti öncesinde gözaltına alınıp tutuklanmıştı. Mahkeme, sonra bu tutukluluğu ev hapsine çevirdi. Gutsul’a yönelik suçlamalar konusunda birşey söyleemesek de meselenin Gutsul ile sınırlı olmadığı, Moldova yönetiminin, Gagavuzların özerkliğini kısıtlama çabasında olduğu görülüyor. Nitelikim önceki gün Moldova Anayasa Mahkemesi, Gagavuz Türklerinin savcı tayini konusundaki yetkilerini iptal etti (önceden Gagavuz Yeri’ndeki savcı, Moldova ve Gagavuz makamları tarafından ortaklaşa belirleniyordu). Gagavuz ileri gelenleri, bütün bu olanların, Gagavuzların özerkliğinin sonunun başlangıcı olduğunu söylüyor. Gagavuzların çoğu Rusya’ya yakın çizgide olduğu için Moldova yönetiminin bu olanları Batılı ülkelere, Rus yayılmacılığına karşı mücadele gibi gösterdiği görülüyor. Bu bölge Orta Asya’dan farklı olarak Türkiye’ye yakın olan ve Türkiye’nin etkisinin daha fazla olduğu bir coğrafya. O nedenle Avrupa’nın barut fıçısı olan bu bölgesinde istikrar olabilmesi için Türkiye’nin Gagavuzlar konusunda daha fazla ağırlığını koyması hem mümkün hem de gerekli.

[email protected]

Haftanın Öne Çıkanları

İlgili Haberler

Günün Manşetleri