Bodrum Belediyesi Ve Rönesans Holding'in Kaçak Şantiye Binası

Aktur tatil sitesi

Bodrum Belediyesi ve Rönesans Holding'in Kaçak Şantiye Binası

“Devletin Hüküm ve Tasarrufu Altında Bulunan Yerler” tanımlaması yapıldığında, akan sular duruyor.

Anayasamızın değiştirilmesi dahi teklif edilemeyecek 3. Maddesi; “Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür.” Demektedir.

Devlet’te esas olan halktır. “Devletin Hüküm ve Tasarrufu Altında Bulunan Yerler” de halk bir şekilde devre dışı bırakılmış, kendini devletin sahibi olarak görenler tarafından istenildiği gibi, yasalara aykırı bir şekilde düzenlemeler yapılmaktadır.

Ülkemizde meydana gelen deprem, yangın, sel gibi felaketlerin maddi ve manevi zararlarına halk katlanırken, siyasiler ve sermaye grupları çıkar peşindedir.

Kentler kurulurken, yıkılıp yeniden yapılırken halk her daim bedelini öder. Lakin demokrasi dediğimiz, sandıkta sanki birilerini gerçekten biz seçiyormuşuz gibi önümüze konulanı seçer ve “vatandaşlık görevimizi yaptık.” diye övünürüz.

Devlet konutsuzlara konut, iş yeri olmayanlara iş yeri, topraksız çiftçiye tarım alanları üretmesi gerekirken, kamu arazilerini hülle yoluyla sermayeye aktarılıp, Bodrum’da ikinci konut alanlarını genişletmekte.

İktidar bunu tek başına yapıyormuş gibi görünse de, iktidarda olmayan siyasi partilerin katkıları yadsınamaz.

Türkiye de birinci parti oldum diyen Cumhuriyet Halk Partisi, henüz partisine ait belediye başkanlarını yönetemezken, ülkeyi nasıl yönetecek dersiniz? “AKP İktidarı nasıl yönetiyorsa, CHP’de öyle yönetir.” diyenler olacaktır elbette. Bende diyorum ki “Evet” aynen öyle yönetecektir.

Siyasi partiler, kendi yetiştirdiği, amaçlarına yönelik kadroları yetkin ve etkin konuma getirirler. CHP ne yazık ki yamalı bohça gibi. Sağdan topladıkları milletvekilleri, meclis üyeleri, belediye başkanları ile, el yordamıyla kentleri yönetmeye çalışıyor.

Örneğin; CHP’li Bodrum Belediye Başkanı, her meclis konuşmasında AKP iktidarının bakanlarına teşekkür ederek başlıyor, teşekkür ederek bitiriyor. Şu ana kadar CHP’nin ne tüzüğünü, ne programını, ne de yerel yönetimler politikasını okumuştur.

Bodrum Yalıkavak Mahallesinde son günlerde gündem olan “Afet Yasası” dayanak gösterilerek “Rezerv Konut Alanı” ilan edilen, fakat yasayla alakasız, ikinci konut yapılan yer planlanırken, Muğla Büyükşehir Belediyesi ve Bodrum Belediyesi net bir görüş vermemiş, sadece MUSKİ, “su yok” diyebilmiştir.

Yasaya göre, planlama yetkisi olmadığı gibi, alanın kendisine devri olası olmayan Emlak Konut GYO A.Ş tarafından planlanan ve Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından onaylanarak yürürlüğü giren plana, her iki belediye de ses çıkarmayarak, göz yummuşlardır.

Burada iktidarın hiç mi suçu yok diyebileceklere, her iki tarafın kolektif çalıştığını söylemek istediğimi ifade etmemde fayda var.

Her şey oldu bitti, yapı ruhsatı verildi, bağışlar alındı. Binalar yükselmeye başladı, olaydan rahatsız olan halka, inşaatı yapanın gücünden bahsedilerek sindirildi.

Durumdan rahatsız olan yetkili var mı? Yok. Bağıştan rahatsız olan meclis üyesi var mı? Yok. Bağışların neye karşılık yapıldığını bilen var mı? Yok.

CHP Genel Başkanı Özgül Özel ve CHP Grup Başkan vekili Ali Mahir Başarır bu yatırımcıyı, Sarayın Müteahhidi, vergi kaçakçısı, deprem bölgesinin çıkarcısı ilan etmedi mi? Bodrum Belediye Meclisinde bağışa “evet” diyenler hiç rahatsız olmadınız mı CHP ye göre halkı soyanların parasıyla yapılan bağışları, kabul ederken.

Ben söyleyeyim, hiç rahatsız olmadılar.

Sağlık Tesis Alanına ve İbadet Alanına şantiye binalarının kurulmasına izin vererek, yatırımcı Rönesans Holding’i ödüllendirdiler. 5 Bin metrekarelik kamusal alan, firma tarafından şu an kullanılıyor.

Bodrum Belediyesi ve Rönesans Holding'in Kaçak Şantiye Binası

Yasa ve yönetmeliklere göre şantiye binaları, ruhsat alınan parsele kurulabilir. Yok taahhüt verdi boşaltacak, yok geçici kullanıyor ifadeleri safsatadan öteye gitmez. Bildiğiniz kıyağın alası.

Gelelim olayın başka bir boyutuna.

Bodrum Cumhuriyet Halk Partisi İlçe Örgütü, Meclis Grubunu parti merkezinde topluyor. Bağışları kabul edelim ama, kılıf bulalım toplantısı yapılırken boy boy fotoğraf çektirip, birlik mesajları vererek, sosyal medyada durumu paylaşıyorlar.

Toplantı yaptıkları masanın üzerinde, yayın hayatına yeni giren Nefes Gazetesi bulunuyor. Sözcü Gazetesinden ayrılan bir ekip tarafından kurulan bu gazetenin arkasındaki sermaye kime ait diye Sözcü Yazarı Emin Çölaşan sormuş, henüz yanıt alamamıştır.

Bodrum Belediyesi ve Rönesans Holding'in Kaçak Şantiye Binası

Sözcü Yazarı Emin Çölaşan’ın soruduğu soru açıktı “Nefes Gazetesi” ilk yayına başladığında, tek reklam vardı ve bu reklam Rönesans Gayrimenkul A.Ş aitti. Sarayın Müteahhidi Rönesans Holding “Nefes Gazetesini” finanse mi ediyor diyerek, yanıtsız sorusunu gündeme taşıdı.

Nefes Gazetesi, geçtiğimiz haftalarda konteyner okul haberi yaparak, Bodrum CHP Meclis Üyesi Asuman Gülsoy’u manşete taşımış, CHP Yönetimi basın toplantısı yaparak, olayın haber boyutunu devam ettirmiş ve konu, milletvekilleri tarafından Türkiye Büyük Millet Meclisine taşınmıştı.

Haberin aslını kimse sorgulamadı, lakin dikkatimi çeken, Meclis Üyesi Asuman Gülsoy, hangi sıfatla okulda derse girip, öğrencilerle poz vererek fotoğraf çektirdi? Ve konu Nefes Gazetesinde hangi amaçla manşete taşındı? Nefes Gazetesi’nin muhabiri o an orada mı bulunuyordu?

Bodrum Belediyesi ve Rönesans Holding'in Kaçak Şantiye Binası

Haberle ilgili söylenecek çok şey var, ancak konumuz olayın nasıl gerçekleştiği.

Bodrum Belediye Meclis Üyesi Ekrem İmamoğlu zede Nadir Ataman, Bakırköy’den Belediye Başkanı olacakken, soluğu Bodrum Meclis üyeliğinde almıştı.

Şimdi konuyu bağlayalım.

Nefes Gazetesinin kurucusu Meclis Üyesi Nadir Ataman’ın, Kayın babasıdır. Zincirin halkalarını birbirine bağlayınca, Nefes Gazetesinin arkasındaki sermaye gücü olduğu iddia edilen Rönesans Holding ile Bodrum Belediyesi arasındaki bu ilişki, manşete taşınan meclis üyesi ile damat Nadir Ataman tarafından mı sağlanmıştır, diye sorgulamaktan kendimi alamadım.

Vesselam…