1955 yılında kurulan ve Türkiye’nin 4. üniversitesi olan KTÜ kurulduğundan bugüne hiç şüphesiz Trabzon’un en büyük marka değeri olmuştur. Türkiye’de 3 teknik üniversiteden biri olarak uzun yıllar hizmet veren KTÜ’de mimarlık başta olmak üzere inşaat, makine, jeodezi, jeoloji ve elektrik mühendislileri her daim Türkiye çapında başarıyla anılmıştır. KTÜ’nün mühendisliklerinden mezun olan gençler, hiçbir zaman ikinci sınıf mühendis muamelesi görmemiş, bilakis ülkeyi yöneten kadrolar oluşturmuştur. Gerek yurt çapında ve gerekse dünya çapında KTÜ mühendisliklerinde pek çok akademisyen önemli dereceler almıştır. Ancak bölüm olarak KTÜ’nün 80 yıllık tarihinde ilk kez bir bölüm dünya çapında ve 16. sırada yer almıştır.
KTÜ maden Mühendisliğinin tarihi diğer mühendislikleri gibi çok önceye dayanmaz. 1991 yılında kurulmuş ve bugün 34 yaşındadır. 34 yıllık bir mühendislik bölümünün dünya çapında 16. sırada yer alması görmezden gelinecek ya da sıradan bir başarı değildir. Şehir adına, ülke adına üniversite ve bu şehirde yaşayanlar adına büyük ve takdire şayan bir olaydır. Günebakış olarak işte bu bağlamda Trabzon’a Dünya 16.’lığını getiren KTÜ Mühendislik Fakültesi Dekanı, Maden Mühendisliği Bölüm Başkanı ve Anabilim Dalı Başkanlarıyla bu muhteşem başarıyı konuştuk.

KTÜ Mühendislik Fakültesinde Dekan Prof. Dr. Temel Varol ile birlikteyiz. Zaman zaman mühendislik fakültesinin Türkiye genelindeki başarılarını konuşuyoruz. Ama bugün dünya genelindeki başarısını konuşacağız. Sevinçli ve gururlusunuz. Buyurun…
Prof. Dr. Temel Varol: Daha önce fakültemizin ülkemizdeki ve uluslararası alandaki ağırlığı ile ilgili konuşmuştuk. Son dönemde gelen bilgiler de bunu aslında doğruladı. Dolayısıyla bu söylemlerin altının doldurması adına ben ilk önce bundan fakültem ve üniversitem adına onur duydum. Mühendislik fakültesi olarak 12 bölümümüz var. Maden Mühendisliği Fakültesi de köklü bölümlerimizden bir tanesi. 20 tane öğretim üyemiz var. 3 ana bilim dalımız var. Bu bölümümüz gerçekten diğer maden mühendisliği bölümlerine örnek teşkil eden örnek teşkil eden bir bölümümüz. 2024 kapsamında Scholar GPS tarafından yapılan sıralamada Maden Mühendisliği Bölümümüz Türkiye’den disiplin olarak sıralamaya giren tek bölüm. Sadece KTÜ Maden Mühendisliği sıralamaya girebildi. Dünyada da 16. oldu.
Peki bu durum nasıl oldu? Köklü bir geçmiş, iyi akademik yapı, iyi altyapı ve yapılan yüksek kaliteli çalışmalar neticesinde oldu. Çünkü hocalarımız makaleler yapıyor. Bu makalelerimiz uluslararası arenada yayınlanıyor. Bunlar atıf alıyor. Diğer araştırmacılar bunları inceleyip yeni çalışmalar yapıyor. Bu anlamda çalışmaların etkisini görüyoruz ve sıralamaya Türkiye’de öğrencilerimizin çokça tercih ettiği Araştırma Üniversitesi statüsünde başka üniversiteler giremezken KTÜ olarak Maden Mühendisliği Bölümüzü orada görmek bizleri çok onurlandırdı. Ben sizlerin huzurunda bölüm yönetimine, öğretim elemanlarına ve arka plandaki teknik ve idari personele çok teşekkür ediyorum.
Bu başarının devam etmesi için kritik bir faktör var. Önümüzdeki çalışmaların artarak devam etmesi için alttan gençlerin gelmesi gerekiyor. Buradan ben 2025 yılında YKS sınavına girecek öğrencilerimize bir mesaj göndermek istiyorum. “Böyle bir araştırma ve akademik altyapının bulunduğu bölüm KTÜ’de varken sizleri buraya bekliyoruz.” Genç ve dinamik kardeşlerimizi bu bölüme kazandırırsak onların bu bölümden mezun olduktan sonra kolay iş bulma imkanları, ulusal ve uluslararası şirketlerde mühendis olarak iş bulmaları daha kolay olacak. Sizlerin huzurunda onları davet etmek istiyorum. Öğrencilerimizin bölümümüzü tercih etmelerini öncelikle tavsiye ediyorum. Gerek bölgemizden gerek diğer bölgelerden bu alana gönül vermek isteyen öğrencilerimizi şehrimize bekliyoruz.
Bu durumda fakültenin en başarılı bölümü Maden Mühendisliği bölümü mü oldu?
Prof. Dr. Temel Varol: Biz mühendislik fakültesi olarak bu sıralamada 802. sıraya gelmişiz. Yani dünyada ilk 800 içindeyiz. Disiplin olarak Maden Mühendisliği bölümümüz ön plana çıktı. Diğer bölümlerimizden de bu sıralamaya girenler var. Bölüm olarak girmemiş ama bölümün çalıştığı alandan girenler var. Bu da çok önemli. Mühendislik fakültesini 800’e taşıyan bunlar. Meteoroloji Alanında 12. Sıraya girmiş KTÜ. Toz meteorolojisi alanında dünyada dördüncü. Bu Meteoroloji ve Malzeme Mühendisliğimizin başarısı. Yer bilimleri dünyada 9. Sırada. Bu alanda olan başarı. Maden mühendisliği ise bir disiplin. Diğer bölümlerimizi de burada göz ardı etmeyelim. Bunlar da çok değerli. Disiplin olarak maden mühendisliği. Bizi ilk bine sokan maden mühendisliğinin başarısı ve aynı zamanda anahtar kelime olarak bu çalışma alanlarının da başarısı.

Sizlerden de kısa bir değerlendirme alabilir miyiz?
Prof. Dr. Ferdi Cihangir: (Mühendislik Fakültesi Dekan Yardımcısı) Bugün maden mühendisliği bölümünün başarısı sayesinde buradayız. Ben de öncelikle bölümün bir mensubu olarak burada dekan yardımcılığı görevini yürütüyorum. Aynı zamanda maden mühendisliği bölümünün bir mensubu olarak gerçekten gurur duyuyorum. Bölümümüz akademik kadro olarak gerçekten çok güçlü ve enerjik. Dinamik bir kadro. Bölüm altyapısı çok güçlü. Proje odaklı ve öğrenci odaklı. Özellikle ders içi uygulama, laboratuvar uygulamaları, arazi uygulamaları anlamında oldukça uygulaması bol olan, öğrenci odaklı bir bölüm. Ben de 2025 yılında öğrencilerimizi bölümümüze davet ediyorum. Çalışmalarından dolayı bütün akademik personelimize ve geri plandaki idari personele teşekkür ediyorum.

Prof. Dr. Yakup Ömer Çoruhlu: Harita Mühendisliği Öğretim Üyesi ve aynı zamanda dekan yardımcısı sorumluluğumu hocalarımla birlikte üstleniyorum. Bugün burada maden mühendisliği bölümümüzün başarısını konuşmak adına buluştuk. Maden mühendisliği bölümümüzün geçmişine baktığımız zaman genç bir bölüm olduğunu söyleyebiliriz ama elde ettiği başarı çok üst düzey bir başarı. Türkiye’de eşi benzeri olmayan bir başarı. Listeye girebilmek ve bu sıralamayı yakalayabilmek kolay değil. Geçmişte de bunu maden mühendisliği bölümümüz yaptı. Kendi başarısının üzerine çıktı. Umarım bütün bölümlerimize, bizlere akademisyen olarak, yönetici olarak örnek olur. Örnek alırız ve bu çabayı aynı şekilde sergileyerek bölümlerimizin hepsini hak ettiği daha üst sıralara taşıyabiliriz. Bu vesileyle ben geçmişten bugüne maden mühendisliği bölümünü kuran ve devam ettiren hocalarıma teşekkürlerimi sunuyorum.
Maden Mühendisliği Bölüm başkanı ve Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Kerim Aydıner ile birlikteyiz. Sizi yürekten tebrik ediyoruz. KTÜ Maden Mühendisliği Bölümünü dünya çapında bir sıralamaya taşıdınız. Dünya çapında 16. Sıraya yerleştiniz. Bu KTÜ için ve Trabzon için çok önemli bir değer. Sizi yürekten tebrik ediyoruz. Madenciliğe gönül veren gençlerin bu mesaja ulaşmasını da temenni ediyoruz. Aslında KTÜ’de maden mühendisliğinin yaşı çok değil. Hemen hemen 35 yıllık bir bölüm. Bu büyük bir başarı. Bilimde 35 yıl uzun değil. Bu başarıyı neye borçlusunuz?

Prof. Dr. Kerim Aydıner: Bölümümüzün temelini oluşturan öğretim üyelerimizin yeniliğe açık ve birlikte çalışma duygusuna açık olmasına ben bağlıyorum. Birlikte çalışabilme potansiyeli önemli bir şey. Scholar GPS sıralamamızı konuşuyoruz ama biz bunu daha önce de yapmıştık. Şangay’da ilk 20’de yer almıştık. Uluslararası başarılarımızın yanında eğitim ve bilimsel araştırma performansımızı ölçen kendi ulusal kuruluşumuz olan YÖK’ün yaptığı sıralamada da en yüksek sayıda çalışma üreten kurumuz. Kendi üniversitemiz içinde de en iyi bölümler içerisindeyiz. Bilimsel araştırma potansiyelimiz oldukça yüksek. Bunu ortak çalışma, yeni konulara hakim olma ve açık olmak gibi yönlerimizle başardık.
Kendinize bir hedef koymuş muydunuz?
Prof. Dr. Kerim Aydıner: Bizim iyi olmak gibi bir çabamız var. Kişisel olarak her birimizin böyle bir çabası var. Çünkü biz saatlerce ders programı tartıştığımız oldu. Ders programı tartışırken “şu da olsun, öğrencimiz bunu da öğrensin” derdimiz oldu. Asistanken başladık ve bugün hocayız. Şimdi kendi asistanlarımızla bunu yapmaya çalışıyoruz. Aynı sinerjiyi ve enerjiyi sürdürebiliyoruz.
Maden bölümünün öne çıkması nasıl oldu? Ben geliyorum dedi mi maden mühendisliği?
Prof. Dr. Kerim Aydıner: Dışarıdan nasıl göründü bilmiyorum. Ama geliyorum çabası içindeydik ve onu göstermeye de çalıştık. Biz dışarıdan geldik. Burada bölüm açıldığında asistan olarak geldik. Çoğumuz yurtdışından ve yurt içinden farklı üniversitelerden geldik ama ortak bir sinerji yaratabildik. Bu çabamızın sonucu da geldiğimiz yerler oldu. Onun dışında eğitim çalışmalarımızda da bizi bir yerlerde takdir ediyorlar. Bizim eğitim kalitemizi takdir eden kurumlar da var. YÖDEK akreditasyonuna sahibiz. Son 15 yıldır MİDEK akreditasyonuna sahibiz. Bu ne demek? Amerika’daki standartlarda maden mühendisliği yetiştirebiliyoruz demek. Verdiğimiz diplomanın içeriğindeki derslerin Avrupa Birliği’nde bir maden mühendisinin kazanması gereken niteliklere sahip olduğunu gösterir niteliktedir. Bizim mezunlarımız dünyanın her yerinde iş bulup çalışabilirler. Türkiye Yeterlilikler Kurumu var. Yeni faaliyete başlamıştı. İlk maden mühendisliği bölümü olarak yeterlilik verdiği kurumlardan birisi biziz. Bu şu demektir. Maden mühendisliği mesleğini icra etmek için yeterlilikte eğitim programları uyguluyoruz. Bizim yetiştirdiğimiz mühendisler günün gerekliliklerine uygun şekilde kendini geliştirebilecek mühendisler olacak şekilde diploma sahibi oluyor.
Yani KTÜ Maden Mühendisliği Bölümü mezunları kamu kurumlarında, hatta Avrupa Birliği ülkelerinde eğitime dikkat eden kurum ve kuruluşlarda kendilerini çok rahatlıkla öne çıkarabilecek, dikkate alınabilecek diploma sahibi oluyorlar
Prof. Dr. Kerim Aydıner: Kesinlikle gittikleri her yerde rahatlıkla kabul alabilecek ve tercih edilebilecekler. Dünya alanında ilk yüzde ikiye giren araştırmaların sıralandığı bir sıralamadır. En son 9 tane öğretim üyemiz bu listede.
İstanbul, Ankara gibi şehirlerden sizleri iyi ki kapmıyorlar
Prof. Dr. Kerim Aydıner: Maden mühendisliği bölümü olarak biz Trabzon’u sevdik. Çünkü sektörümüzün olduğu bir yer. Ya da mühendislik fakülteleri içinde sektörünün iyi olduğu bir yerde bulunan bir bölümüz. Dolayısıyla etrafımızla ilişkimiz var, bilimsel anlamda yetkinliğimiz var ve iyi eğitim veriyoruz. Bizim mezunlarımız sahada maden mühendisliğinin gerektirdiği bütün nitelikleri ortaya koyabiliyor. Öğrencilerimizi laboratuvarlarda yetiştiriyoruz. Ders uygulamalarında bilgisayar destekli uygulamalarla yetiştiriyoruz. Onları çalışmalarını, bilimsel araştırmalarını yapan hocalarımızın yanında da bilimsel projelerin içerisinde de zaman zaman değerlendiriyoruz.

Hem bilimsel araştırma becerilerini hem de mesleki becerilerini geliştirmiş oluyorlar. Dolayısıyla buradan öğrencilerimize dünyanın her yerinde geçerli diploma veriyoruz. Bunların birçoğu rahatlıkla akademiye de geçebiliyorlar. Önemli kısmı da sahada başarılı mühendisler oluyorlar. Bu anlamda biz oldukça memnunuz mezunlarımızın ve onların iş verenlerinin geri dönüşlerinden.
İçimizde maden var da bizim madenden haberimiz yok. KTÜ’de hocalarımız dünya çapında başarı elde ediyorlar ve ders veriyorlar ama biz de ancak dünya çapında gündem olunca haberimiz oldu.
Prof. Dr. Kerim Aydıner: Üniversitedeki hocalar sokakta çok fark edilen insanlar değil. Biz böyle fark ediliyoruz. Size teşekkür ediyorum. Bizi bir şekilde kamuoyuna taşıyorsunuz. Biz olaya şu yönden de bakmak istiyoruz. Biz devletin imkanlarıyla buralarda bir şeyler yapmaya çalışıyoruz. Bunlar da vatandaşımız tarafından görünsün. Biz onlardan aldıklarımızı onlara verme çabası içerisindeyiz.
KTÜ’nün dünya çapında almış olduğu 16. Sıra derecesi üzerine yine maden mühendisliğinde bu kez Anabilim Dalı Başkanlarından İzzet Hocamızla birlikteyiz. Sizi kısaca tanıyabilir miyiz?
Prof. Dr. İzzet Karakurt: (Anabilim Dalı Başkanı) 1999 yılında öğrenci olarak girdiğim bölüme akademisyenliğin kızıl elması olan Prof. Dr. olma noktasına geldim. Yaklaşık 26 yıldır Trabzon’dayım. 20 yıldır akademik geçmişim var. Bu süre zarfında bölüm olarak birkaç başarıya imza attık. Bunda benim de katkım var. En son dünyada 16. Sıraya girdik. Bu hepimizi mutlu etti. Önce kendi bölümümüz ve sonra fakültemiz, üniversitemiz ve ülkemiz adına büyük bir başarı. Bu başarının içinde olmak bizi tabi ki mutlu ediyor. Bölümde ben öğretim üyesiyim hem de maden mekanizasyonu ve teknolojisi anabilim dalı başkanlığını yürütüyorum. Biz bölüm olarak bir bütünüz ama farklı anabilim dallarına ayrılabiliyoruz. Bunlardan biri de bizim anabilim dalımız. Biz madenlerin mekanizasyonu ve bu mekanizasyon için kullanılan teknolojilere yönelik spesifik çalışmalar yürütüyoruz. Tünelcilikte kullanılan ekipmanlar ya da yer altında kullanılan ekipmanlar, bunların tasarımı veya doğal taş işlemesinde kullanılan mekanizmaların tasarlanması vs. Anabilim dalımızda 6 öğretim üyemiz, 1 öğretim elemanımız var. Bu çalışmalarımızı birlikte başarılı bir şekilde yürütüyoruz.
Bu yola çıkarken “Bu bölümü dünya çapında sıralamaya çıkaracağız” diye bir hedef koydunuz mu? Yoksa yürüdünüz ama karşınıza bu başarı mı çıktı? Böyle bir şey bekliyor muydunuz?
Prof. Dr. İzzet Karakurt: Böyle bir durumu beklemekten ziyade bir akademisyenin temel görevi aslında işini sevmesinden kaynaklanıyor. Bizim önce kendimize faydamız olacak. Sonra ailemize ve sonrasında vatanımıza, milletimize faydamız olacak. Biz bunu severek yapıyoruz.
Kendine faydası olanlar hep maden mühendisliği bölümünde mi buluştu?
Prof. Dr. İzzet Karakurt: Hayır. Bu bir takım çalışması ve bireysel bir çalışma. Hepsinin bir araya gelmesiyle ortaya çıkan bir çalışma aslında. Akademisyenler bir araya gelip özverili çalışmayı gerektiriyor. Siz çalışınca zaten arkasından bunlar geliyor. Gerek başarılar, gerek ödüller, gerek projeler bir araya geldiğinde bir bütün olarak başarı karşımıza çıkıyor. Biz bu işi severek yapıyoruz. Ekip işi yapıyoruz. Bölümümüzde ekipler var. Bu ekipler sadece kendi ekibi içinde sınırlı kalmıyor. Diğer ekiplerle de iletişim halinde oluyor. Birlikte bir sinerji oluşturarak böyle bir başarının ortaya çıkmasında katkıda bulunuyoruz. Aslında dile getirmesek de bir hedef var. Bir sonraki adımımız ne olmalı diye hedeflerimiz var.

Dünya çapında akademisyenlerin bir araya gelmesinin onlara yüklediği sorumlulukla başarıyı kovalamak gibi sorumluluklarının etkisi de olmalı.
Prof. Dr. İzzet Karakurt: Kesinlikle. Bir akademisyen yaptığı çalışmayla sınırlı kalmıyor. Zaten çalışma yaparken de başka bir çalışmanın önünü açabiliyor. Ona göre çalışmalar yaparak daha ileri seviyelere taşımaya çalışıyoruz. Biz bugün Scholar GPS sıralamasında 16. Sıraya girdik ama bu bize yeterli mi? Bence yeterli değil. Daha üst seviyelere çıkabilmeli ve daha üst seviyelerde kendimizi göstermeliyiz. Çünkü bizim potansiyelimiz var. Sadece maden mühendisliği olarak değil, biz memlekete olarak bazı şeylerde geri kalmış olabiliriz ama bunu ortaya çıkarmak bizim elimizde. Biraz da sizin elinizde. Sizin aracılığınızla kamuoyuna duyurmak çok önemli. Elimizde madenimiz var, cevherimiz var ama bunu biraz daha duyurmak lazım. Akademisyen olarak içeride kalmış olabiliriz ama sizlerin aracılığıyla, üniversitemiz aracılığıyla dışarı da duyurabiliyoruz.
Maden Mühendisliği öğretim üyelerinden Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İbrahim Alp… Başarılarınızı tebrik ediyoruz. Duyularınızı alabilir miyim?
Prof. Dr. İbrahim Alp: Ben maden mühendisliği bölümünde 30 yıldır öğretim üyesiyim. Buranın ilk araştırma görevlisiyim. Trabzonlu değilim. 1993 yılında 3 araştırma görevlisi olarak birlikte göreve başladık. Ben Kütahyalıyım. Bölüme geldiğimizde bir odamız ve bir sınıfımız bile yoktu. Jeoloji, Harita ve Fizik bölümlerinde birer tane sınıfla 3 arkadaş bir odada oturup araştırma görevlisi olarak çalışırdık.

KTÜ’de araştırma görevlisi olarak çalışmak da bir haz mıydı?
Prof. Dr. İbrahim Alp: KTÜ’de olmak bizim için büyük bir şanstı. Burada maden mühendisliği yoktu. Yeni açılmıştı. Biz bu şansın teknik üniversite olmasını kullandık. Trabzon’da olmasını kullandık. Biz orada başladığımızda ne sınıfımız, ne odamız ne de cihazımız yoktu. Bir bölüm başkanı sekreterliği ve farklı bölümlerdeki boş kalan sınıflarda araştırma görevlisi olarak başladık. Ders verme yetkimiz yoktu. Sektörden tecrübeli kişileri çağırıp “Ders verir misininiz?” diyerek öğrencilere dersleri verdirdik. Burada hedef koyduk mu? Belki de yokluklar insanları zorluklara alıştırdı. Ben altyapısı hazır, 10 tane profesörü olan Eskişehir Anadolu Üniversitesinden geliyorum. Belki de hamur şöyle oluştu. Farklı üniversitelerden ders alan araştırma görevlileri o farklılıklarını, o yetkinliklerini, bilgilerini bir hamur haline getirdiler. Bir arkadaşımız yurt içinden, bir arkadaşımız yurt dışından geldi. Onlar da yurt dışından getirdikleri bilgilerini yerleştirdiler, birleştirdiler.
Bu hamur bu kadar nasıl birleşti?
Prof. Dr. İbrahim Alp: Bir de yokluk var. Düşünün ki oradan 30 yıl içinde buraya geliyorsunuz. Burada ben şunu söylemeden geçmeyeyim. Bizim akademik kadromuz yüzde elli, yüzde elli. Dışarıdan gelen, o ilk hamuru atan… Ama yetiştirdiğimiz öğrencilerden örneğin İzzet hocamız bizim öğrencimizdi. Ama şuanda bizden daha çok katkı veriyor burada. 9 kişilik grubun 5 tanesi bizim yetiştirdiğimiz öğrenciler, 4 tanesi buraya ilk giren, diğer kültürleri buraya getirmiş arkadaşlarımız. Tek tiplikten çıktık. Bir karma oluşturduk. Tabi bu şunu getirmedi. Bazı Anadolu üniversitelerinde bunu duyuyoruz. Yukarı çıkanı aşağı çeken bir zihniyet ve çekememezlik olmadı bizde. Birlikte çalışalım oldu. Genç arkadaşları aramıza katalım oldu. Kimsenin birbirine saygısızlık yaptığını görmedim. Bilimsel anlamda ekipler oluştu. Bu çalışma kültürü bunu aslında getirdi. Biz aslında dünyada önde gelelim, Türkiye’de ilk sırada olalım hedefini koyduğumuzu düşünmüyorum. Ama gelinen noktada bunu karşılıyoruz.
Bu bir aşk. Bu bir sevgi meselesi ve samimiyetin sonucu. Hakikaten kolay bir başarı değil. Gerçekten çok önemli. Belki biraz da yaşanarak görülebilecek ve anlatılması zor bir durum.
Prof. Dr. İbrahim Alp: Doğru. Burada küçük bir şey söylemek istiyorum. Biz dışarıdan geldik ve 30 sene oldu. Memlekete gittiğimizde hep “Siz dönmediniz Kütahya’ya, burada da üniversite var. Burada da aynı bölüm var” diyenler oluyor. Ben hep şunu söylerim, ‘Kötü komşu insanı ev sahibi yapar.’ Demek ki biz kötü komşuyla karşılaşmadık. Trabzon’un ortamı, KTÜ’nün ortamı, üniversitenin içi de bunu sağlıyor. Sadece bölümdekiler çalışıyor demeyelim. Biz burada kaldıysak ve başarılı olduysak üniversitenin, Trabzon’un, bu ekosistemin de katkısını inkar etmemek lazım. Desteklerini gördük.
Trabzon üniversite olarak da öğrenci dostu bir şehir. Nasıl bizi bağrına bastıysa ve biz katkılarımızı veriyorsak öğrenciler de burada çok rahat ediyor. Burada sevgi var, saygı var. Kız öğrenciler çok rahatlıkla okuyabiliyor. Güvenilir bir ortama gönderiliyor. Buraya biraz daha gönül rahatlığıyla geldiklerini, rahat ettiklerini, halkla çok iyi geçindiklerini söylüyorlar.
Artık madenciliğe merak salan, maden mühendisi olmak isteyen çocuklarımızı da rahatlıkla Trabzon’a KTÜ’ye davet edebiliriz.
Prof. Dr. İbrahim Alp: Bu konuda örnek de verebilirim. Bizim öğrencilerimizin yarısı yabancı uyruklu. YÖS’le geliyorlar, lisansa, yüksek lisansa doktoraya geliyorlar. ‘Neden geldiniz? Neden bizi tercih ettiniz’ diye sorduğumuzda “Başarılarınızdan dolayı. Trabzon şehrinden dolayı. KTÜ’nün teknik üniversite olmasından dolayı tercih ettik” diyorlar. Gelenler memnun olarak gidiyorlar. Bazıları akademisyen oluyor, yurt dışında madenlerde çalışıyor. Verdiğimiz diploma dünyanın her yerinde geçtiği için sıkıntı çekmiyorlar. Gelmeye de devam ediyorlar. Öğrencilerimizin yarısı yabancı uyrukludur. Burada ben Türk öğrencilerimize sitem ediyorum. Özellikle Trabzon’daki gençlerimize, lise mezunlarımıza… Oradan çok fazla maden mühendisliğinin değerini bilmeyen, bu fırsatı değerlendiremeyen gençlerimiz var. Dışarıdan çok fazla öğrenci alıyoruz. Trabzon merkezden sadece birebir temas ettiklerimizi alabiliyoruz. Ben Trabzonlu gençlere tavsiye ediyorum. Gelsinler ve görsünler. Çünkü uluslararası bir diplomaları olacak. Çok iyi bir bölümde okuyacaklar. Bitirmeden önce iş anlaşması yapacaklar. İsterlerse yurt dışında 5 bin 10 bin dolar maaşlarla çalışabilme imkanına sahip olacaklar.
Hocamız az önce anlattı. Avrupa Birliğinde geçerli diploma alıyorsunuz. Hakikaten bunlar çok önemli özellikler. Sizi yürekten tebrik ediyoruz. Sözün bittiği yerdesiniz. Başarıyı ortaya koydunuz. Bu şehre değer verdiniz, üniversiteye değer verdiniz. Elbette üniversite de size değer verdi ama herkes her şeyin hakkını teslim etmiyor. Siz bu hakkı teslim ettiniz. Üniversite olarak da, bölüm olarak da fakülte solarak da sizi yürekten tebrik ediyorum. İlave etmek istediğiniz bir şey var mı?
Prof. Dr. İbrahim Alp: Başarıda etkili olan konulardan bir tanesi de belki de şu. Farklı üniversitelerden gelmek ya da çalışan arkadaşlarımızın ufuklarının geniş olması ve çalışma alanı olarak popüler konulara, yeni konulara geçmiş olmaları. Yani dünya trendi nerede, yenilikler nerede diye bunları seçmiş olmaları. Bizde de madencilikte trendler var. Çalışma grupları son çalışma alanlarına girip projelerini o alanda üretince dünya sizi takdir etmeye başlıyor. Çok çalışmanın yanı sıra planlı ve akıllı çalışmak bu sonuçları getiriyor. Bizim çalışma alanlarında baktığımızda doktora tezleri, yüksek lisans tezleri hep yeni konular. Örneğin en son konu, patent aldığımız, şirket kurduğumuz “Altın madeninde siyanürü ortadan kaldırma.” Diğer anabilim dallarında da aynı şekilde. Türkiye’de ilk defa uygulaması yapılmış, dünyada yeni yeni konuşulmaya başlanan konuları yapıyorlar. Bunlar da başarıyı bize getiren konular.
Çok teşekkür ediyorum. İyi ki varsınız. Bu ülkeye, bu ülkenin çocuklarına verdiğiniz katkı için sizlere müteşekkiriz.
Prof. Dr. İbrahim Alp: Biz teşekkür ederiz. Bizlere bu fırsatı verdiniz. Genç arkadaşlara bu seçeneği gösterebilme şansı verdiniz.
