Milli Eğitim Bakanının zorunlu eğitim sistemini tartışmaya açmasının ardından HÜDA PAR Genel Başkanı Yapıcıoğlu da açıklamada bulundu. Zorunlu eğitimi hedef alan Yapıcıoğlu'nun "bireysel özgürlük" ve "ara eleman" vurgusu dikkat çekti.
Haber Merkezi
Çocuk emeğinin patronlara peşkeş çekildiği Mesleki Eğitim Merkezleri (MESEM), okullara din görevlilerinin atandığı ÇEDES projesi ve gerici oluşumlarla protokoller imzalayan Milli Eğitim Bakanlığı...
Eğitim alanına yönelik saldırılar gün geçtikçe şiddetlenirken, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin "Bu kadar uzun bir süre standart bir eğitime çocukları tabi tutmak doğru olmayabilir” çıkışıyla zorunlu eğitim süresini tartışmaya açtı. Bunun üzerine gerici oluşumlar bir araya gelerek "Türk Eğitim Sistemi ve Zorunlu Eğitimin Yansımaları" isimli bir çalıştay düzenledi, yandaş medya da “Liseler zorunlu olmaktan çıksın, üç yıla düşürülsün” manşetiyle el yükseltti.
Şimdi de AKP listesinden TBMM'ye 4 milletvekili sokan HÜDA PAR'ın Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, zorunlu eğitim sitemini hedef aldı.
'Bireysel özgürlük' ve 'ara eleman' vurgusu
Hizbullah'a yakınlığıyla bilinen HÜDA PAR Genel Başkanı Yapıcıoğlu, zorunlu eğitim tartışmalarına dair yazılı açıklamada bulundu.
"Zorunlu eğitim sisteminin "bireysel özgürlükleri kısıtlayan bir yapıya sahip olduğunu" öne süren Yapıcıoğlu, "Öğrenciler ve veliler, eğitim sürecinde kendi tercihlerine uygun alternatif yolları seçme hakkından büyük ölçüde mahrum bırakılmaktadır. Bu durum, farklı yeteneklere ve ilgi alanlarına sahip bireylerin aynı kalıba sokulmasına neden olmakta, alternatif eğitim modellerinin gelişimini de engellemektedir" ifadelerini kullandı.
Yapıcıoğlu, "Zorunlu eğitimin standart ve tek tip bir müfredata dayalı olması, mesleki eğitimin geri plana itilmesine yol açmıştır" iddiasında bulundu ve "Akademik başarı odaklı bu yaklaşım, gençlerimizin iş gücü piyasasına uygun beceriler edinmesini zorlaştırmakta ve ara eleman ihtiyacını karşılamada yetersiz kalmaktadır" dedi.
"Diğer taraftan herhangi bir meslek sahibi olmayan vasıfsız gençlerimizin iş bulması zorlaşmaktadır" diyen Yapıcıoğlu, açıklamasına şöyle devam etti:
"Zorunluluk, eğitim ortamlarında verimi düşürmekte ve öğrenci-öğretmen ilişkilerini zedelemektedir. Bugün ülkemizde üniversite sınavına giren öğrenci sayısı 3 milyonu aşmış durumdadır. Oysa özellikle lise eğitimi zorunluluk kapsamından çıkarılsa hem üniversite kapılarında yaşanan yığılmanın önüne geçilecek hem de üniversite mezunu işsizler ordusuna yenilerinin eklenmesi engellenecektir."