Şimdiye kadar Bolu'yu kim yönetiyordu ki? - bolununsesi Gazetesi

    ŞİMDİYE KADAR BOLU’YU KİM YÖNETİYORDU Kİ?

      Bolu her yönüyle; coğrafi. doğa, ulaşım, turizm, spor ve termal kaynaklarıyla birçok ile nasip olmayan Allah vergisi değerlerin adeta düğün yaptığı bir ilimiz.

     Bizlerde elbette ki Bolu’lu olmaktan, Bolu’da yaşamaktan bu anlamda mutluyuz.

     Sadece Bolu’lular Boluda yaşayanlar mı memnun, elbette ki değil. İl dışından yakın illerimiz ve bulunduğumuz bölgemiz başta olmak üzere bütün Türkiye’nin doğa güzellikleri, turizm spor ve termal kaynaklar denilince ilk akla gelen 3 ilinden biri elbette ki Bolu oluyor.

      Düşünüldüğünde böylesi bir şehirde yaşamak hepimiz için ayrı bir imtiyaz ayrı bir şans iken sadece ve sadece yerel ve genel bürokrasisinin zafiyetleri ve iş bilmezlikleri sonucu Bolu bu bulunmaz değerlerini birer birer kaybediyor…

     Hatta Bolu hayatını idame ettirme anlamında bu işin şakası yok, can çekişiyor…

     Peki olanların hepsi bugün mü oldu?

     Evveliyatı yok mu?

     Bolu nasıl bu değerlerini örseletti, elinin altından birer birer giderken nasıl farkına varamadı?

     Bu soruların cevabını bu satırları okuyanlar olarak aşağı yukarı hepimiz biliyoruz.

     Nedense bilmenin ötesine geçerek müdahil olma noktasında kayıtsız kalıyoruz.

     İşte tam bu noktada “bananecilik iklimi” hüküm sürüyor…

     Ya o tarihteki mevcut siyasi erki koruma kollalama cihetine gidiliyor ya da iş başındaki yönetim erkinin yanında görünmek adına sağır, dilsiz ve kör takliti yapılıyor.

     Sonuçta gelinen noktada karşımıza her gün kan kaybeden bir Bolu profili çıkıyor.

     ŞİMDİYE KADAR BOLU’DAKİ YETKİLİLER NEREDEYDİ?!

     Malum Bolu Valiliği açıklama yaptı. Gelinen noktada; Bolu’daki 153 konaklama tesisi denetlendi 8 işyerinin ruhsatı iptal edildi, 34 konaklama tesisinin faaliyeti durduruldu…

      Kartalkaya’daki Grand Kartal Otel’de meydana gelen ve 78 kişinin hayatını kaybettiği yangın faciası sonrasında Bolu’daki oteller çok sıkı denetimlerden geçirilmeye başlandı.

      İnsan düşünmeden edemiyor yangın gerçekleşmeseydi, bu konaklama tesisleri acaba ne zamana kadar denetlenmeyecek ve gereken eksiklikleri giderilmeyecekti?!

      Böylesi Bolu turizmi adına hayati bir konuda bile Bolu’nun yerel ve genel anlamda nasıl yönetildiği apaçık ortada değil mi?!

      BOLU’DA BOLU İÇİN ÇABALAYANLARA DESTEK OLUNMUYOR

     Bolu^nun tarihi ve coğrafi genetiği gereği yanlışlıkları eleştirenlere ve yanlışlıklara karşı çıkanlara destek olunmuyor. Bolu'nun aleyhine olan herhangi yanlış alınan ve uygulanan bir kararda, bu kararlara karşı çıkan hangi siyasi partiden olursa olsun siyasiler, gazeteciler, köşe yazarları ve STK yönetimleri bu anlamda destekleneceği yerde yalnız bırakılıyor.

      Yönetim mekanizması son yıllarda demokrasinin gereği sağlanan tepki ve karşı fikir beyan edilebilmesi sonrası toplumun baskısı birçok yanlış kararın düzeltilmesine vesile oluyor.

      Buna en somut örnek yanı başımızdaki Düzce ilidir.

      Düzce’de yerel ve genel anlamda Düzce aleyhine alınan bir kararda seyretme yerine top yekün karşı çıkarak, hak arama yolunda birleşip yanlış kararlar doğru istikametine yönlendirilebiliyor.

      Bolu neden Düzce’nin bu anlamlı mantığından uzak hiç düşündünüz mü?!

      Elbette ki bu sonuç bu yazının dışında derinlemesine irdelenmeli ve araştırılmalı.

      ELEŞTİRİ YAPAN VE YAPABİLENLERE BİR KULP TAKILMAMALI

      Örneğin, genel idarenin Bolu aleyhine olan yanlışlıkları eleştirildiğinde, anında yerel temsilciler tarafından siyasi platforma çekilerek o platformdan yanlışı eleştirenlere oklar atılıyor…

      Bu organize olunup ok atma organizasyonu yerel anlamdaki yapılan yanlışlar eleştirildiğinde de farklı değil,aynı.

     “Bizden değilsin”, o halde hücuuum düşmana ok atmaya..!

      Hatta aynı siyasi partiden olsanız dahi bariz ofsayd olarak tescillenmiş yanlışlara dahi dikkat çektiğinizde okların yağmur misali atılmasından kurtulamazsınız…

      Düşünmezler ki eleştirinin aslı var mı?

      Eleştiri makul bir üslup ve gerekçe ile mi yapılıyor?

     Bunlar ne yazık ki malum nedenlerden dolayı sorgulanamıyor hasır altı edilmek isteniyor.

       Ya da yapılan haklı eleştiriler Bolu’daki kurumların, kuruluşların, STK’ların, muhtarlıkların, siyasi partilerin ve yöneticilerinin lehine mi?

        Elbette ki lehine…

       O halde bu haklı nedenlerle eleştirilere neden Bolu’da yaşayanlar olarak kayıtsız kalınır?

       İnanın bu çekinilen ve kayıtsız kalınan davranışın tek bir nedeni var; bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın yanlış anlayışı ile sadece ve sadece yaranma duygusuyla beklentisi olunan RANT!!!

        HER KARANLIĞIN ARDI AYDINLIKTIR…

       Bu satırları okuyunca sakın ola ümitsizliğe kapılmayın. Amaç ümitsizlik aşılamak değil, bilakis tespitlerin yapıldığı ve gereğinin yapılacağı sürece doğru Bolu’nun biraz daha yaklaştığı gerçeğinin müjdesini vermek…

       İsmini burada yazmanın yanlış anlaşılabileceği düşüncesiyle yazmadığım şuurlu, duyarlı insanlara, dostlarımıza, hangi partiden olursa olsun siyasilere ve kardeşlerimize haklı eleştirilerinde destek olunması halinde bu desteğin bir çok yanlış uygulamanın önüne geçileceği gerçeğinin altını bir kez daha çizmek isterim.

      Biz düşünemiyorsak düşünenlere yol verilmeli…

      Biz konuşamıyorsak konuşanlara yol açılmalı…

     Bizim cesaretim yoksa cesareti olanlara imkan sağlanmalı…

     Biz yapamıyorsak yapabilecek donanımda olanlara şapka çıkarmalı…

     Biz hak etmiyorsak hak edenlere hakkını teslim etmeli…

     Bu yaşam formatını işler hale getirebilirsek, başta insan olmanın sonra Bolulu olmanın, Bolu’da yaşamanın en temel düşüncesi ve yaşam tarzı bu kodlama olmalı…

      Değilse, Bolu’daki Kıbrıscık ilçemizin kaderi, Türkiye’de Bolu’nun kaderi olmaya dönüşüyor…

      Bolu’nun geldiği bu konumunu engellemek hepimizin ortak hedefi olmalı.

       İmdat ASLAN