CHP’NİN GÜNDEMİNİ KİM BELİRLİYOR ?

Çok partili sistemlerde parlamentoda, iktidardan sonra sayıca en çok milletvekiline sahip olan partiye ana muhalefet partisi adı verilir.

Demokrasilerde iktidar partisi kadar ana muhalefet partisine çok büyük görevler yüklenmiştir. İktidarın yasalarla verilen yönetme görevinin dışında görevi vardır ve bellidir.

Ana muhalefet partisine ise ülke sorunları ve problemleri, dünya gündemi ve meydana gelen sorunlar konusunda çözüm üretmek ve iktidara ulaşmak amacı ile daha fazla emek ve çaba sarf ederek çalışması görevi yüklenmiştir.

Bu açıdan baktığımızda;  çok partili sistemlerde iktidar partisi kadar ana muhalefet partisinin de çalışması gerektiği, hatta sadece eleştirmek değil ürettiği çözüm ve yol haritası ile ülkeye hizmet etmesini halk beklenmektedir.

Günümüz şartlarında dünyada, coğrafyamızda ve ülkemizde gündem o kadar yoğun ki, gündemi yakalayan, çözüm üreten partiler bu konuda başarılı olmaktadır.

Şu anda ABD seçimleri öncesi ve sonrasında gelişen olaylara bakıldığında, sermayenin yer değiştirdiği, gerek ABD içerisinde meydana gelen olaylar, gerek Trump’un kendi ülkesi, Ortadoğu, Asya ve Avrupa ile ilgili ortaya koymuş olduğu akıl almaz politikalar ciddi anlamda endişe yaratmaktadır.

Bunları tek tek saysak bile bu köşeye sığdıramayız.

Özellikle; bizi ilgilendiren bölgelerdeki tutum ve davranışları, politikaları endişe vericidir.

Son günlerde Ukrayna ile ilgili tutum ve davranışları, işgalci tavırları, aynı şekilde Avrupa’ya yönelik, Kanada’ya yönelik ve Gazze’ye yönelik politikaları bir kaos ortamı yaratmaya yönelik olduğu açık ve net bir şekilde ortadadır.

ABD ve İsrail’in Filistin ve Gazze planı kabul edilebilir olmadığı gibi tamamen oradaki kardeşlerimize yönelik bir soykırım politikası olduğu açıktır.

Diğer önemli bir konu Suriye’de meydana gelen olaylar,bizim dahil olmadığımız bir ortamda Avrupa ülkelerinin Suriye’nin geleceği konusunda ortak tavır almaları, Güney Suriye’nin İsrail tarafından işgali, Şam’a 15 km kadar yaklaşmaları güneyi Suriye' yi kendileri ve güdümündeki örgütlerle hakim olmaları, Ortadoğu’daki yeni sıkıntıların ayak sesleri olarak herkes tarafından yorumlanmaktadır.

Gazze planı ise Ortadoğu’da telafisi mümkün olmayan sıkıntılar doğuracağı gibi Trump ve ekibinin Gazze’yi işgal ederek orada ikinci bir Los Angales veya Manhatton yaratma projesi olduğu açık ve nettir.

Sermayenin Çin’e ve Orta Asya ülkelerine kayması ile küresel güçler ve parayı elinde bulunduran devletlerin, yeni bir yol haritası çizdikleri açıktır.

Kısaca bunlar dünyada bizi ilgilendiren onlarca sorunlardan sadece bir kaçıdır.

Bu konularda ana muhalefet partisi olan CHP’nin sağlıklı bir yol haritası olmadığı ve çözüm üretemediği açık ve nettir.

Ülke gündemindeki konular da CHP’nin gündeminin dışındadır. 

Ülkemizde başta terörist başı ile ilgili yaşanan gelişmeler ve diğer gündem maddeleri göz önüne alındığında, CHP’nin bunlarla da ilgilenmediği, gündeminin tamamen farklı olduğu açıkça ortadadır.

Gündemde Cumhurbaşkanlığı seçimi olmamasına rağmen CHP’nin Cumhurbaşkanı adayını tespit etme konusundaki tutum ve davranışını anlamlandırmak pek de mümkün değildir.

28 Mayıs 2023 tarihinde Cumhurbaşkanlığı seçimi yapılmıştır.

Anayasamıza göre Cumhurbaşkanlığı seçimleri beş yılda bir yapılmaktadır.

Seçimin nasıl olacağı, seçim sürecinin nasıl başlayacağı, kimlerin aday olup olamayacakları Anayasa’da açıkça hüküm altına alınmıştır.

Seçim takvimi de YSK tarafından 2028 yılına girmeden açıklanacaktır.

Aylardır iki büyükşehir belediye başkanları üzerinden algılar ve söylemlerle aday çalışmaları yapılmaktadır.

Dünya ve ülke gündeminin en önemli konuları CHP’nin aday tespitiymiş gibi bir çalışma yapılmaktadır.

Bu doğrultuda önce mecliste çalışma yapılarak imzalar toplanmıştır. 

Aday olan ve olmayan konusunda programlar yapılmaya başlanmıştır. Şu anda da resmi birden fazla aday olmamasına rağmen ön seçim süreci başlatılmıştır.

Bir söylem ile de ön seçimi insanları duyurmaya çalışmaktadırlar. Ön seçime çok kısa bir süre kalmasına rağmen bir adayın dışında aday olmadığı şu an itibariyle söylenebilir ama CHP tek gündem maddesi ön seçim.

Bunun dışında da gündem konularında olup bitenden bi haber olarak tavır sergilemektedir.

Parti dinamikleri ve genel merkez tarafından ön seçim sürecinde ortaya konulan bu tavrın vatandaşa ne kadar hizmet ettiğini anlamak imkansızdır.

CHP gel, seç, tarihe geç sloganı ile Cumhurbaşkanlığı aday sürecini tüm Türkiye’ye duyurmuştur.

CHP, partililerini oy vermeye davet etmiştir.

İKİ TANE BÜYÜK ŞEHRİN ONLARCA SORUNU VARKEN BİRİNİ ADAY YAPIP DİĞERİNİ DE ADAY OLMAYA ZORLANMASI YÖNÜNDEKİ CHP’NİN TUTUM VE DAVRANIŞLARINI ANLAMAK MÜMKÜN DEĞİLDİR.

Ortada fol yok, yumurta yok iken seçim tarihine bir hayli zaman varken, üç yıl kadar süre olan bir seçime büyükşehir belediyelerinin halka hizmet etmesi yerine seçim çalışmaları yapmaları, mesai ve kaynakların bu yönde kullanılması ciddi anlamda bu şehirde yaşayan kardeşlerimizin mağduriyetine sebebiyet vermiştir.

CHP’nin bu tutum ve davranışları; dereyi görmeden paçayı sıvamak olarak nitelendirilebilir.

Çok partili siyasi hayatımıza baktığımızda belki de dünyada en uzun süreli ana muhalefet görevini yapan bir parti olmasına rağmen iktidara gelemeyen tek partidir.

Halk, CHP’nin ülke sorunları konusunda, dünyada meydana gelen olaylar konusunda gerekli bilgi ve birikiminin olmadığını, çözüm üretemediğini anladığı için ana muhalefet görevini vermiştir.

Fotoğrafa baktığımızda CHP’nin gündeminin nasıl belirlendiğini anlamış değiliz.

 CHP’nin Cumhurbaşkanlığı seçimi gündemi ve son yapılan operasyonlara bakıldığında halkımızın ana muhalefet görevini verdiği CHP’nin halkın gündeminden uzak, tamamen kendi içinde kısır bir gündem ile  her şeyden habersiz yaşadığı aşikar.

Ben fotoğrafı bu şekilde görüyorum.

Ya siz...?