Yalanlarından utanmayanlar

Sosyal medya sayesinde artık dezenformasyon bilgiden daha güçlü oldu...Algı, olgunun önüne geçti...

Mahallesinde hoş karşılanacağı ve daha çok etkileşim alacağı için yalanı, kirli bilgiyi alıp-satan çok, gerçeğin tarafına bile bakan yok.

Hâl böyle olunca, yalan ve yanlış bilgiyi bilerek ve isteyerek yayanlar, “Bu hesap sahibi yalancıdır” diye teşhir edilse, acaba nasıl bir tablo çıkar ortaya...

“Sosyal medya ve internet, kirli bilgi çöplüğü” deyip, pes etmemek lazım...

İsmet İnönü, “Bir memlekette, namuslular, namussuzlar kadar cesur olmadıkça, o memlekette kurtuluş yoktur” sözünü hangi olay üzerine söyleme gereği hissetti bilmiyorum, ama şunu biliyorum:

Bu ülkede dürüst insanlar, yalanı meslek haline getiren utanmazları teşhir etmedikçe, sosyal medyadaki bilgi kirliğinin önlenmesi mümkün değil...

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Başkanlık bünyesinde Dezenformasyonla Mücadele Merkezi oluşturdu. Bu merkez ha bire medyada ve sosyal medyada çıkan yalanları teşhir edip, olayın aslını kamuoyuna duyuruyor.

‘Af geliyor’ palavrası

Yetmiyor... Bu ülkenin bakanlıkları ve bakanları onca yoğun iş tempolarından vakit ayırıp, yalan haberlerle mücadele etmek zorunda kalıyor...

İşte size birkaç çarpıcı örnek:

Bir haber kanalı, ‘vergi affı’ geleceğini iddia etti. Haber hızla yayılınca Hazine ve Maliye Bakanlığı, “Söz konusu haber masa başında uydurulmuş, tamamen asılsız ve kamuoyunu yanıltmaya yönelik bir içerikten ibarettir” diye açıklama yaptı.

Adalet Bakanlığı’nın hazırladığı 10. Yargı Paketi daha Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde TBMM’de görüşülmeden, “Af geliyor. 55 bin kişi hapisten çıkacak” haberleri çıktı. Bunun üzerine Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, “55 bin kişinin affedileceği şeklindeki değerlendirmeler doğru değil” dedi.

Bu örnekleri çoğaltmak mümkün...

Hayli zamandır bu konuda yazıyorum, yazmaya da devam edeceğim. Çünkü sadece bu tür yalanlar servis edilmiyor medyaya ve sosyal medyaya...

Yalanlarından utanmayanlar

Baskı değil, hastalık

TRT’nin de aralarında olduğu kurumlar hakkındaki boykot paylaşımı yaptığı için ayda 2 milyon lira kazandığı ‘Teşkilat’ dizisinin kadrosundan çıkarılan Aybüke Pusat’ın tiyatro oyununun da organizatöre yapılan baskılar nedeniyle iptal edildiği haberi mesela...

19 Nisan’da Maximum Uniq Hall’de yapılacak gösteri iptal edildi, ama bunun sebebi ‘Charlie’nin oyuncularından Özgür Daniel Foster’ın yaşadığı sağlık problemiydi.

Ancak kimse bu doğru bilgiyle ilgilenmedi.

Algının olgunun önüne geçmesi için sosyal medyada mesai yapanlar, Aybüke Pusat’ın muhalif duruşu nedeniyle oyununun iptal edildiği yalanını paylaşmaya devam etti.

İşin ilginç yanı, sosyal medyada estirilen bu ‘yalan rüzgarı’na rağmen Aybüke Pusat’ın sosyal medyasından bu konuda işin aslına dair tek satır paylaşım yapmadı.

Gerçeği açıklasa boykot paylaşımı nedeniyle sosyal medyada kazandığı 1 milyon yeni takipçiyi küstürmekten mi korktu acaba?

Yoksa, yayılan bu bilgi kirliliği işine geldiği için mi sessiz kalmayı tercih etti?

Sosyal medyada daha çok etkileşim almak için henüz davası bile başlamadan mahkemenin CHP Kurultayı’nın iptal edildiğini, Hikmet Çetin’in kayyum olarak atanacağı yalanını dolaşıma sokanların borsada küçük yatırımcıları nasıl zarara uğrattığını da unutmamak lazım.

Son söz olarak diyeceğim şu:

Dünya görüşü ve titri ne olursa olsun, kim ki yalanı bilerek ve isteyerek dolaşıma sokuyorsa Türk milletine ve Türkiye’ye ihanet ediyor. O nedenle bıkmadan, usanmadan ve yılmadan mücadele etmek lazım bu güruhla...

GÜNÜN SÖZÜ: “Her gün bittiğinde, unut gitsin. Elinden geleni yaptın. Ders çıkar. Yarın yeni bir gün.” (Ralph Waldo Emerson)