Trump, Çin'in bakır üretimindeki hakimiyetini hedef aldı

Başkan Trump, 25 Şubat’ta ABD’nin bakır ithalatının ulusal güvenlik üzerindeki etkilerini incelemek amacıyla soruşturma başlatılması talimatı verdi.

Soruşturmanın gerekçesinde, Çin’in küresel üretimdeki baskın rolü ve tedarik zincirleri üzerindeki kontrolüne dikkat çekilmesi, Washington yönetiminin ticaret savaşında yeni bir cephe açacağına dair güçlü bir ipucu sunuyor.

Bakır, savunma sanayisinden altyapı, enerji ve elektronik gibi birçok kritik sektörü besleyen temel bir metal olarak, ulusal sanayi ve tedarik zincirinin güvenliği açısından hayati öneme sahip.

1962 tarihli "Ticareti Genişletme Yasası"nın 232. maddesi kapsamında yapılacak soruşturma, belirli bir ürünün ithalatının ulusal güvenliğe tehdit oluşturup oluşturmadığını belirlemeyi hedefliyor.

ABD Başkanı, 270 gün sürecek soruşturma sonucunda sunulacak raporun önerilerine dayanarak, bu sektörde gümrük tarifelerini artırma veya başka kısıtlayıcı önlemler alma kararı verebilecek.

HAKSIZ TİCARET SONLANSIN

Trump, daha sonra Truth Social hesabından yaptığı açıklamada da "Bakır endüstrimizi yeniden inşa etmek için Ticaret Bakanımdan ve ABD Ticaret Temsilciliğinden (USTR) bakır ithalatını incelemelerini ve Amerikalıları işsiz bırakan haksız ticareti sona erdirmelerini talep ettim." ifadelerini kullandı.

Tarifelerin Amerikan bakır endüstrisinin yeniden kurulmasına yardımcı olacağını ve ABD'nin ulusal savunmasını güçlendireceğini vurgulayan Trump, "Amerikan endüstrileri bakıra bağımlı ve bakır Amerika'da üretilmeli. Muafiyet yok, istisna yok." değerlendirmesinde bulundu.

Trump, "Önce Amerika" politikasının istihdam yarattığını ve ulusal güvenliği koruduğunu belirterek, "Bakırın 'eve dönme' zamanı geldi." görüşünü paylaştı.

ABD ÇİN'İN BAKIR ÜRETİMİNE ÖNLEM ALIYOR

Peter Navarro, Trump döneminde ticaret ve imalattan sorumlu danışman olarak yaptığı açıklamalarda, ABD'nin Çin'in küresel bakır üretimindeki artan hakimiyetine karşı önlem almaya çalıştığını belirtti. Navarro, Çin'in uzun süre boyunca sanayideki üretim fazlasını kullanarak küresel pazarlarda hakimiyet kurmaya çalıştığını savundu. Çin'in düşük maliyetli ürünlerle uluslararası piyasaları doldurarak rakiplerini zayıflattığını ve bu şekilde birçok endüstriyi yok ettiğini söyledi. Navarro'ya göre, Çin bu stratejiyle çelik, alüminyum, güneş panelleri ve elektrikli araç üretimi gibi birçok sektörde ekonomik etkisini genişletti.

Ayrıca, Navarro, ABD'nin büyük bakır rezervlerine sahip olduğunu ve bu alandaki dışa bağımlılığı azaltmak için üretimi yüzde 70 oranında artırmayı hedeflediklerini dile getirdi.


ÇİN'İN KÜRESEL HAKİMİYETİ, ABD'NİN EKONOMİK İSTİKRARINA TEHDİT

Beyaz Saray'dan soruşturmaya ilişkin yapılan açıklamada, Çin'in küresel bakır üretiminin yüzde 50'sinden fazlasına sahip olduğuna işaret etti. Çin'in kapasite fazlası üretim ve küresel tedarik zincirlerinin kontrol etmesi ABD'nin ulusal güvenliğine ve ekonomik istikrarına tehdit oluşturuyor ifadeleri kullanıldı.

ABD İÇİN KRİTİK MADDE: BAKIR

Bakır, hurda bakırın, bakır türevlerinin, savunma donanımları ve altyapının yanı sıra temiz enerji, elektrikli araçlar ve gelişmiş elektronik ürünler gibi yükselen teknoloji alanlarında hayati rolü olduğuna dikkat çekilen açıklamada, ABD'nin ulusal güvenliğinin, ekonomik gücünün ve sanayisinin direnci açısından kritik madde olduğunun altı çizildi.

Açıklamada, ABD'nin bol miktarda bakır rezervi olduğu ancak eritme ve rafine etme kapasitesinin küresel rakiplerinin gerisinde kaldığına işaret edilerek, şu ifadelere yer verildi:

"ABD'nin dış bakır kaynaklarına, özellikle az sayıdaki tedarikçi ülkeye artan bağımlılığı, yabancı piyasa manipülasyonu riskiyle birlikte değerlendirildiğinde bakır, hurda bakır ve bakır türev ürünlerinin ithalatının ulusal güvenliğe zarar verip vermeyeceğinin belirlenmesini gerektiriyor."

BAKIR ÜRETİMİNDE KÜRESELLEŞEN ÇİN

Statista verilerine göre, 2024'te Çin, 1 milyon 800 bin tonla dünyada en fazla bakır madeni çıkaran ülkeler arasında 4. sırada yer alırken, ABD 1 milyon 100 bin tonla onu takip etti. Aynı yıl, Çin 21,8 milyon ton bakır cevheri ve konsantresi ithal ederken, bakır ve bakırla işlenmiş malzemelerin üretiminde de dünyada birinci sırada yer aldı. Çin, bakır eritme ve rafine etme kapasitesinde de lider konumda bulunuyor.

Dünya bakır rezervlerinin yüzde 4'ü Çin'de bulunuyor ve son yıllarda Çin, özellikle Kongo Demokratik Cumhuriyeti'nde yaptığı yatırımlarla yurt dışındaki bakır cevheri çıkarma kapasitesini artırmayı hedefliyor. Çin hükümeti, ülkenin bakır cevheri rezervlerini 2027'ye kadar yüzde 5 ila yüzde 10 oranında artırmayı planladığını açıkladı.

ABD DIŞA BAĞLI

ABD, 2024'te 1 milyon 100 bin ton bakır madeni çıkararak Çin'in ardından dünyada 5. sırada yer alırken, 17,37 milyar dolar değerinde bakır ithal etti.

ABD'nin bakırda dışa bağımlılığı 1991 yılında sıfır seviyesindeyken, 2024'te yüzde 45'e kadar çıktı.

ABD'nin Çin'den bakır ithalatı ise 2024'te 507,9 milyon dolara ulaştı. Çin'in toplam ithalatı içinde payının sınırlı olduğu göz önüne alındığında ABD'nin gümrük tarifelerindeki olası artışa gitmesinin Çin'i çok fazla etkilemesi beklenmiyor.

TRUMP'IN ÇİN POLİTİKASI

ABD Başkanı Donald Trump, önceki iktidar döneminde olduğu gibi Çin ile ekonomik rekabeti politika önceliği olarak görmeye devam ediyor. Trump, rekabet stratejisinde gümrük tarifelerini kullanarak, Çin de dahil olmak üzere başka ülkelere kaymış kritik sanayileri ABD'ye geri çekmeyi, yerel imalat sanayisini canlandırarak ekonomik güvenliği sağlamayı hedefliyor.

Trump, Çin'in devlet destekli sanayi politikasının adil rekabete zarar vererek ABD'li üreticileri dezavantajlı hale getirdiğini savunuyor. Bu sebeple, gümrük vergilerinin bu politikayı dengelemek amacıyla artırılması gerektiğini vurguluyor.

TRUMP, ÇELİK VE ALÜMİNYUM İHRACATINA EK GÜMRÜK VERGİSİ GETİRMİŞTİ

Trump, önceki iktidar döneminde Çin ile ticaret açığını ve Pekin yönetiminin rekabete aykırı sanayi teşvik politikalarını öne sürerek, 2018'de başlattığı 232. madde soruşturmasının ardından Çin'den ithal edilen alüminyuma yüzde 10, çelik ürünlerine ise yüzde 25 ilave gümrük tarifesi getirmişti. Çin, buna karşılık vererek, iki ülke arasında "ticaret savaşı" olarak adlandırılacak bir süreç başlamıştı. Bu süreçte, iki ülke 100 milyarlarca dolarlık dış ticaret alışverişi için gümrük tarifelerini karşılıklı olarak artırmıştı.

ABD Başkanı Trump, 1 Şubat'ta imzaladığı kararnameyle Çin'den yapılan tüm ithalata yüzde 10 ek gümrük vergisi getirmişti. Çin hükümeti, 4 Şubat'ta Trump'ın tarife artışına karşılık olarak, ABD'den yapılan ithalatı hedef alarak, ham petrol, tarım ekipmanları, yüksek emisyonlu taşıtlar ve kamyonetler gibi ürünlere yüzde 10, kömür ve doğal gaz ithalatına ise yüzde 15 ek gümrük vergisi getireceğini açıklamıştı. Ayrıca, bazı kritik madenlere ihracat kontrolü uygulanacağı bildirilmişti.

Trump, 11 Şubat'ta ise çelik ürünlerine yönelik yüzde 25 ek gümrük tarifesini tüm ülkelere genişletmiş, alüminyum ithalatının ek gümrük tarifesini de aynı orana çıkarmıştı.